Barok Nedir?
Barok 16. yy’da İtalya’da Katolik Kilisesi’nin de etkisiyle,Rönesans ve Maniyerist dönemlerine tepki olarak doğmuştur. Barok kelimesi kökünü,Portekizce’deki “barocco” ve İspanyolca’daki “barucca” sözlüklerden almıştır.Kelime anlamı “şekli bozulmuş inci” anlamına gelen sözcük tek başına bile Barok’un klasikliğin dışında kalan bir tutum sergileyeceğinin göstergesi olmuştur. Rönesans’taki kuralcı ve mükemmelliyetçi tutumu,tam ve kusursuz olana ulaşma arzusunu bozarak yerine daha dinamik olanı ele alan veya durağan nesnelere dinamiklik katma çabası içine girilen bir döneme geçiş yapılmıştır. Kısa sürede tüm Avrupa’ya yayılan akım; mimari, resim, edebiyat, tiyatro ve heykeltıraş gibi pek çok sanat dalında etkisini oldukça yoğun bir şekilde göstermiştir.
Barok Mimarisi ve Özellikleri
Mimaride ilk olarak Roma’da kendisini gösteren akımın ilk örneği olan Gesu Kilisesinin bir kısmı, 1554 yılında Michelangelo tarafından tasarlanmıştır fakat proje kardinal tarafından reddedilmiştir. Ünlü mimar Giacomo Barozzi da Vignolala tarafından tekrardan tasarlanmış ve 1568 yılında inşaası başlatılmıştır. Gesu Kilisesi mimaride Rönesans’tan Barok döneme geçişin sembolü haline gelmiştir. Kilisenin içi; dışıyla tezat oluşturabilecek kadar gösterişti ve karmaşık olarak tasarlanmış, altın kaplamalar, heykel ve resimlerle desteklenmiştir.
Diğer birçok dönemde mimarlar doğayı taklit eden yapılar oluşturmaya çalışırken bu dönemde daha çok doğaya yön ve şekil vermek amaçlanmıştır. Klasikleşmiş mimari sanat anlayışlarından uzaklaşarak insanlarda yeni duygular uyandırmak ve bastırılmış duyguları tekrardan canlandırmak istenmiştir. Dış mekandan daha çok iç mekan tasarımına odaklanılmış ve bununla birlikte iç mekan tasarımındaki önem artmıştır. Kiliselerin duvarları genellikle dini ritüeller içeren resimler ve sembollerle donatılmıştır. Melek, Tanrı, İsa ve Meryem Ana figürleri de yaygın olarak kullanılmaya devam edilmiştir.
Bu dönemde Barok özelliklerini taşıyan gösterişli saraylar ve kiliseler inşaa edilmiştir. Farklı ülkelerde, farklı özellikleriyle etkisini gösteren Barok; Katolik kesimin daha çok bulunduğu İspanya, Çekya ve Slovakya gibi bölgelerde İngiltere’ye oranla daha çabuk benimsenmiştir. İtalya’da daha çok kilise,bazilika ve şapel gibi dini yapılarda kullanımı yaygınken, Fransa’da bazı kraliyet aileleri kendilerini halktan ayrı tutmak ve ne kadar varlıklı olduklarını kanıtlamak amacı güderek Barok tarzıyla abartılı saraylar, konaklar, köşkler ve malikaneler inşaa ettirmiş ve bu yapılarda çoğunlukla heykeller, fıskiyeli havuzlar ve birbirinden ihtişamlı salonlar tercih edilmiştir. Yapılara ek olarak büyük bahçeler daha çok tercih edildiğinden, peyzaj mimarlığı yaygınlaşmış ve bahçelere gösterilen özen de bu dönem sayesinde artmıştır. Fransa’daki Barok mimarisinin en önemli örneklerinden birisi Versay Sarayı’dır.
Versay Sarayı, Paris’te;Eyfel Kulesi ve Notre Dame Katedrali’nden sonra en çok ziyaret edilen tarihi yapı haline gelmiştir.Aynalı salonda da Barok Mimarisi etkisi kolaylıkla gözümüze çarpmaktadır. Almanya ve Fransa arasında imzalanan Versay Anlaşması için yapılan toplantının sarayın geri kalan çoğu bölümünden daha şatafatlı olan bu salonda yapılmış olması da tarihi önemini arttırmaktadır.
Osmanlı Dönemi’nde 18. yy ortalarında Barok tarzında inşaa edilen ilk camii Nuruosmaniye Camii’dir. Kapalıçarşı girişinde yer alan, kare plan üstüne inşaa edilen camii, beş sıradan oluşan 174 Barok tarzı pencereyle aydınlatılmaktadır.
Barok Mimarisi’nde klasikliğe karşı çıkıldığı,bilerek yarım bırakılmış mimari ögelerin kullanılmasından da anlaşılmaktadır. Yapıların orta cephelerine daha çok odaklanılmış, bu cephelerde kubbeler yaygınlaşmış ve kubbelere daha dinamik görünüm verilmek istediğinden bazı kubbeler kemerlerle ağ gibi örülmüştür. Özellikle Almanya, Avusturya ve İspanya’da fazlasıyla detay ve süsleme barındıran kulelerle birlikte de yapılar daha ihtişamlı bir görünüm kazanmıştır. Kapı ve pencere alınlıkları, yarım daire ve üçgen şeklinde tasarlanılmıştır. Işık ve gölge vurgulanmasının resim sanatında çok önemli bir yere sahip olduğu Barok Dönemi’nde bu kullanım mimariye de büyük ölçüde yansımıştır. İçbükey ve dışbükey geometrik şekiller, girintili çıkıntılı mimari ögeler, kıvrımlı duvarlar ve büyük tavan freskleri; gölgeleri ve ışıklı alanları vurgulamak amacıyla kullanılarak çarpıcı görüntüler elde edilmiştir.
Veba salgınının bitmesiyle birlikte bu dönemde veba sütunları da inşaa edilmiştir. Zamanla Güney Amerika’ya kadar ulaşan Barok Akımı 1715-1774 yılları arasında yerini “Geç Barok” olarak da bilinen,daha çok dekorasyona yönelik olan Rokoko’ya bırakmıştır.
Barok Tarzı Diğer Yapılar
Aziz Petrus Bazilikası | Vatikan | 1506-1615 | Michelangelo, Giacomo della Porta, Carlo Maderno |
San Carlo alle Quattro Fontane | Roma, İtalya | 1665-1676 | Francesco Borromini |
San Lorenzo | Torino, İtalya | 1666-1679 | Guarino Guarini |
Versay Şatosu | Versay, Fransa | 1661-1774 | Jules Hardouin Mansart, Louis Le Vau, André Le Nôtre (bahçeler) ve pek çok yardımcı operatörler |
St Paul Katedrali | Londra, İngiltere | 1675-1710 | Christopher Wren |
Les Invalides | Paris, Fransa | 1679-1708 | Jules Hardouin Mansart |
Stift Melk | Melk, Avusturya | 1702-1736 | Jakob Prandtauer |
Blenheim Sarayı | Woodstock, İngiltere | 1705-1722 | Sir John Vanbrugh |
Zwinger sarayı | Dresden, Almanya | 1709-yak. 1732 | Matthäus Daniel Pöppelmann |
Karl Kilisesi | Viyana, Avusturya | 1715-1737 | Johann Fischer von Erlach |
Pommersfelden şatosu | Pommersfelden, Almanya | 1711-1719 | Johann Dientzenhofer ve Johann Lucas von Hildebrandt |
Kutsal Birlik Sütunu | Olomouc, Çekoslovakya | 1716-1754 | Wenzel Render |
10 thoughts on “Barok Dönemi Mimarisi”