İçindekiler

Mimari tasarım aşamalarında analiz, sonuç ürünün etkili ve başarılı olması bağlamında en önemli noktalardan biridir. Seçilmiş bir alanda yapı tasarlanırken mimarlar tarafından ilk yapılması gereken alan hakkında gözlemler, incelemeler ve araştırmalar yapmaktır. Bu alan okumaları sonunda elde edilen veriler düzenli bir şekilde kaydedilmeli ve tasarım aşamasına geçildiğinde göz önünde bulundurulmalıdır. Tasarımda bir etkisi olmayacak bilgilerin incelenmesinin projeye bir etkisi olmayacağından sadece tasarıma uygun ve hizmet verebilecek bilgiler bir araya getirilmelidir.

Yapının tasarımında rol oynayan en önemli faktörlerden biri çevresel faktörlerdir. Örneğin seçili parsele etki eden iklim koşulları, yapının oturacağı topografya, araziye ulaşım, trafik yoğunluğu, gürültü faktörü, sosyokültürel etkenler, yakın çevredeki yapılaşma, parselin yakınında bulunan yapıların kat sayıları, strüktürü, parselin suyla ilişkisi bunlardan yalnızca birkaçıdır.

Tasarımın ilk koşulu analiz iken, bir mimar alanla ilgili analiz yapmadan direkt olarak yapı tasarımına geçerse hata yapmaya oldukça açık konuma gelir. Özellikle bu hatalar inşaat sürecine geçildikten sonra fark edilirse onca emeğin, zamanın ve malzemenin kaybına sebebiyet verir.

Bu incelemelerin yapılmadan projeye geçildiği örneklere şunlar verilebilir: bir hastanenin trafiğin oldukça yoğun olduğu bir alana yapılması hastaların hastaneye ulaşımını zorlaştıracaktır veya bir okulun oldukça gürültülü bir çevreye sahip bir araziye inşa edilmesi öğrencilerin alacağı verimi azaltacaktır. Aynı zamanda yapının kullanıcılarının yapı içindeki yaşayış biçimlerini büyük oranda etkileyen bu faktörlerin tasarıma başlamadan önce dikkatli bir şekilde analiz edilmesi oldukça önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır.

TOPOGRAFYA – EĞİM ANALİZİ

Yapının oturacağı arazinin mevcut formunun eş yükselti eğrilerinin kağıda aktarıldıktan sonra arazi eğiminin hesaplanması en önemli analiz metotlarından biridir. Genellikle tüm arazi tiplerinde uygulanan bu yöntem, eğimin arttığı arazilerde daha da önem kazanmaktadır. Çünkü eğimin yönü ve büyüklüğüne göre yapının toprak üstünde kalacak olan boyutu değişecektir.

Tasarımda oldukça fazla öneme sahip olan topografya, zaman zaman yapının araziye oturmasını zorlaştıracak ve mimarın tasarım tercihlerini belirli oranda engelleyecektir. Bu durumda özellikle yapı ve peyzaj uygulamalarında arazi hakkında daha fazla çözümleme, araştırma yapmak gerekmektedir.

Topografya, sadece tasarım konusunda mimarı kısıtlamakla kalmayıp mali açıdan da sıkıntı yaratmaktadır. Yapı araziye oturtulurken belirlenen alanlarda kazı ve dolgu işlemleri de yapılması gerektiği için belirlenen bütçenin dışına çıkmamak ve mali sorunlar yaratmamak adına topografyayı doğru bir şekilde analiz etmek büyük önem kazanmaktadır.

FİZİKSEL ÇEVRE – İKLİM ANALİZİ

İklim, insanların hayatını büyük oranda etkileyen doğal faktörlerden biridir. Yöreden yöreye iklim özellikleri dolayısıyla insanların yaşantıları değişmektedir. Bu noktada iklim koşullarına göre tasarım şekillendiğinden iklimin tasarıma başlamadan önce doğru bir şekilde analiz edilmesi gerekmektedir. Güneşlenme yönü ve saatleri, metrekareye düşen yağış miktarı; buzlanma; gece gündüz sıcaklık farkları; baskın, yaz, kış, rüzgar yönü ve bölgede yetişen bitki türlerini belirlemek tasarımsal açıdan büyük öneme sahiptir.

çevre analizleri

Analizler tamamlandıktan sonra tasarıma başlarken arazinin güneşlenme yönüne bağlı olarak açıklıkların belirlenmesi ve rüzgarı engelleyecek bir şekilde şekillenmesi bu faktörlerin doğru analiz edilmesiyle gerçekleşir.

İklim özellikle peyzajın önemli bir elemanıdır. Peyzajda kullanılacak olan bitki çeşitliliği ve iklimin insan faktörü üzerine olan etkileri, yapılacak olan tasarımlarda ciddi öneme sahiptir. İklim koşullarının göz önünde bulundurularak başlanan projelerin doğal kaynakların korunmasına yönelik de etkiler oluşturduğu ve uzun vadede ekonomik yönden fayda sağlamaktadır.

DOLU – BOŞ ANALİZİ

Tasarımcıdan tasarımcıya farklılaşan bu analiz metodu genellikle duvarlarla çevrelenmiş alanların “dolu”, zemin üzerinde herhangi bir kütlenin bulunmadığı alanların ise “boş” olarak ifade edilmesiyle oluşturulur.

Nadiren direkt olarak masif bir kütlenin “dolu” olarak ifade edilmesine de rastlanmaktadır. Bu teoride insanların herhangi bir engel olmadan içinde gezebileceği alanlar “boş” olarak ifade edilir. Bunun en bilinen örneği bir tapınağın avlusunda insanlar rahatça dolaşabildiği için tapınağın “boş” olarak simgelenmesidir.

KAT ANALİZİ

Bu metot yapının oturacağı arazinin çevresindeki binaların katlarının belirlenmesi yoluyla yapılır. Yapı, kat adedi itibariyle sokak silüetine uyum göstermelidir. Örneğin 2-3 katlı müstakil evlerin bulunduğu bir alana 80 katlı bir gökdelen inşa etmek silüeti

FONKSİYON ANALİZİ

MANZARA YÖNÜ

Parselin dört bir yandan nereleri gördüğünün belirlenmesi, ileri tasarım aşamasında elverişli manzaraların kullanıma açılması ve kötü manzaraların çeşitli perdeleme yöntemleriyle kapatılması açısından önem kazanmaktadır. Bu noktada sadece manzaranın yönünün belirlenmesi yetmeyecek, hangi manzaraları hangi kottan daha elverişli kullanılabileceği belirlenmelidir.

JEOLOJİK YAPI

Bu metot tasarım yapılacak arazinin zemin yapısının inşaata uygun olup olmadığını ve ileriki dönemde tehlike arz edebilecek bir durumun ortaya çıkıp çıkmayacağını öngörebilmek açısından önemlidir. Parselin kaçıncı dereceden deprem kuşağı içinde yer aldığını, çevresindeki fay hatlarını ve bu hatların özellikleri not etmek erken tasarım evresinde büyük önem taşımaktadır.

En çok kullanılan bu analiz yöntemleri dışında daha pek çok yöntem vardır.

Daha fazlası için tıklayın!

Bizimle iletişime geçin!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir