Azuma Evi ve Tadao Ando

Tadao Ando‘nun ilk projelerinden biri olma özelliği taşıyan Azuma Evi, Tadao‘nun tasarım anlayışının basit bir özeti olarak karşımıza çıkıyor. Yerleştiği araziyi kocaman bir beton kutu biçimi ile kaplayan Azuma Evi, çevresindeki geleneksel ahşap yapıların dokusuna aykırılık yaratan bir tasarıma sahip. Tadao bu aykırılığın amacını günlük hayattaki eylemsizliğe karşı çıkmak olarak tanımlamaktadır. Azuma evinin dış cephesinde; süsten arındırılmış, sade ve kararlı bir tasarım dili hakim. Monokrom beton dış cephenin varlığı, sadelikle beraber sağlamlığı ve güven duygusunu da kullanıcıya hissettirmekte.

Yapının Konumu ve Çevresi


Azuma Evi, Japonya’nın Osaka Şehrinde, şehrin Sumihoshi adı verilen bölgesinde, 2. dünya savaşından sonra Osaka’da ayakta kalan ahşap sıra evlerden üçünün arasında bulunan arazide konumlanmıştır. Bölgenin genelinde ahşap Japon evleri yer alıyor. Yapının bulunduğu lokasyon, doğal çevreden kopuk, dar ve sıkışık sokaklardan oluşmakta. Manzarası olmayan bu çevrede, kullanıcılar içe dönük yapının avlusunda rüzgarı duyup yağmuru hissedebilme olanağına sahipler.

Yapının Genel Özellikleri

Azuma Evi’nin bütününe yakını brüt betondan inşa edilmiştir. Yapının genelinde kullanılan bu kalın beton, kullanıcıda güvenli bir mekanda bulunma hissiyatı uyandırıyor. Kullanılan brüt beton yapının ana malzemesi olsa da avluya açılan ve avlunun sınırlarını çizen boydan boya devasa camlar, arduvaz yüzeyler ve bazı ahşap zeminler de yapıda kullanılan diğer yapı malzemeleri olarak göze çarpıyor. Yapıda kullanılan kalın beton bloklar aynı zamanda yapının zamana karşı direnmesini sağlayarak kalıcılığını da pekiştiriyor. İç mekana girdiğimizde ise geleneksel Japon mimarisinden tamamen ayrışan, kişisel mahremiyeti merkezine alan bir tasarım dili hakim. Sadeliği bir kenara bırakmadan, kullanıcıyı dış ortamdan soyutlayarak kendi iç dünyasıyla baş başa bırakan bu tasarım dili, aynı zamanda şehir hayatının içinde doğadan kopuk bir yaşam süren insanlar için de oldukça etkili bir çözüm getirmiş. Yapının merkezinde bulunan üstü açık avlu, kullanıcıyı doğayla iç içe yaşamak mecburiyetinde bırakıyor. Avluyu merkezine alan küçük bir evren tasarlamayı amaçlayan Tadao, bunu yaparken yapının ortasında bulunan avluyu bir bağlantı merkezi olarak kullanarak, yapının içerisinde mekanlar arasındaki iletişimi pekiştiriyor.

Tadao Ando, bu yapıda kullanıcıların gereksinimlerine farklı bir perspektiften bakmayı tercih etmiş. Örneğin yapının dış cephesine baktığımızda pencere bulunmuyor. Gün ışığı ihtiyacı pencerelerle değil, yapının merkezinde bulunan veranda sayesinde sağlıyor. Veranda, yalnızca güneş ışığını değil aynı zamanda doğal havalandırma ihtiyacını da yerine getiren çok fonksiyonlu bir makine olarak kullanılıyor. Bu farklı bakış açısı gereksinimler üzerinde şöyle bir etkide daha bulunmakta. Yapının ortasında odalar arasındaki bağlantıyı kuran üstü açık veranda, kullanıcıların doğayla ilişkisinin kopmasına müsaade etmeyerek dış ortamla sürekli iletişimde kalmaya zorluyor. Ayrıca yapı, kullanıcının bir diğer ihtiyacı olan mahremiyet ihtiyacını da bünyesinde barındırdığı kalın beton duvarlarla kullanıcısına sunuyor. Bu sade ve içe dönük yapının zemin katında oturma odası, mutfak, yemek odası ve banyolar bulunmaktayken, üst katta ise yatak odaları bulunmaktadır.

Diğer yazılarımıza buradan ulaşabilirsiniz.

Bizimle iletişime geçin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir