İçindekiler

Giriş

Günümüzde teknoloji ile birlikte şehirler de çok çabuk gelişmekte ve evrilmektedir. Nüfus ve iş olanakları ile doğru orantılı olarak özellikle büyük şehirlerdeki bina miktarı artmaktadır. Bu süreçte ortaya çıkan en üzücü sonuçlardan birisi de şehirlerdeki yeşil alan miktarının azalması ve binalardaki yüksek enerji tüketimidir. Maalesef ki bugün sokağa çıktığımızda bahçesiz dip dibe apartmanlarla ya da konut başına düşen küçücük park alanlarıyla karşılaşmamız çok olasıdır.

yeşil bina

Bu, pek çok kişinin yakındığı bir durum olmakla birlikte ne yazık ki pek de çözüm üretilen bir konu değildir. Oysaki insan doğanın bir parçasıdır ve her daim onunla temas haline olmak en doğal haklarından birisidir. Ayrıca günümüzde yaşanan doğal afetler ve çevre problemleri de bu durumun aciliyetine işaret etmektedir. Bu durum park alanlarının arttırılması ve yenilenebilir enerji tesisleriyle çözülmeye çalışılsa da yeşil bina projesi de bu yolda atılan en güzel adımlardan bir tanesidir.

Yeşil Bina Projesi Nedir?

Yeşil binalar (diğer adıyla sürdürülebilir binalar) bir binanın yaşam döngüsü boyunca (planlama, tasarım, inşaat, işletim, bakım, yenileme ve yıkım) çevreyle uyum sağlaması ve doğal kaynakların verimli kullanılmasına katkıda bulunması anlamına gelir. Yani bu proje yeşil miktarını arttırmasıyla birlikte esas olarak enerji ve su korunumu destekleyen bir projedir.

Ayrıca sadece enerji korunumuyla kalmayıp fosil yakıtların kullanımındaki azalma ile birlikte gelecek yıllarda ortaya çıkabilecek enerji elde etme probleminde yenilenebilir enerji sistemleriyle projenin yardımcı olması hedeflenmektedir.

Sürdürülebilir Tasarım

Bu tasarım modelinde düşük enerji tüketimi ve yüksek performans elde edilmesi temel amaçtır. Yüksek verimli ısıtma-soğutma ve havalandırma sistemlerinin kullanılması, düşük yoğunluklu aydınlatma ekipmanlarının seçilmesi, binaların dış iklim şartlarına uygun hale getirilmesi, atık miktarını azaltılması ve yenilenebilir enerji sistemlerinin olabildiğince fazla kullanılması sürdürülebilir tasarımın önemli parçalarından bazılarıdır.

Örneğin bina içerisindeki temiz hava sirkülasyonun sağlanamadığı iş yerlerinde hem iş verimi düşmekte hem de çalışan sağlığı açısından tehlike teşkil etmektedir. Aynı şekilde bir binanın gün ışığını yeterli miktarda alması, o binanın yapay ışık ihtiyacını azaltmakta ve insan psikolojisini pozitif yönde etkilemektedir. Ayrıca yapı malzemelerinde ekoloji dostu ürünler kullanmak da iç mekandaki kirlilik oranını ve atmosfere salınan karbon miktarını azaltmaktadır.

Yeşil Bina Projesi Örnekleri

Singapur Körfez Bahçeleri: 2012 yılında tamamlanan bir projedir.  3 bölümden oluşur. Singapur’un önemli bir simgesi olan orkidelerden ilham alınarak düzenlenmiştir. Guinness Dünya Rekorlar kitabına göre ‘Dünyanın en büyük cam serası’dır.

Bosco Verticale: 2014 yılında yapımı tamamlanan bina Milano/İtalya’ da bulunmaktadır.  Boeri Studio tarafından tasarlanmıştır. International Highrise ve Best Tall Building Worldwide gibi ödüllere sahiptir.

Toronto Ağaç Kulesi: Kanada’da bulunan yapı 62 metre yüksekliğinde ve yüzeyi genel orak ahşap ile kaplıdır. Wooden Highrise Worldwide’ın önemli sembollerinden ve gelecek vaat eden  sürdürülebilir gelişmelerden birisidir.

Hudson Nehri Parkı (Küçük Ada): 2021 mayıs ayında halka açılan yapay ada, Hudson Nehir Park’taki başka çalışmalarda da olduğu gibi Thomas Heatherwick tarafından tasarlanmıştır. 350’den fazla bitki, çiçek ve ağaç türüne sahiptir.

Fütüristtik Yeşil Bina Projesi Örnekleri

Paris Akıllı Şehir Planı: Vincent Callebaut Architectures isimli Fransız mimarlık firması bu projeyi 2050 yılının paris vizyonu olarak ortaya sürmüştür.  Şehrin geleneksel yapısını korumakla birlikte sürdürülebilir bir konut sistemini hedefler.

Ekolojik Yüzen Evler (Lilypad): Suni adalar şeklindeki bu proje okyanusta yüzebilmektedir. Kendi kendine yetebilecek şekilde tasarlanmıştır. Çıkış noktalarından birisi küresel ısınma sonucu deniz seviyesindeki yükselmedir.

Yeşil Bina Sertifikalandırılması

Yeşil binaları değerlendirmede ve sertifikasyon işlemlerinde pek çok çeşitlilik bulunmaktadır.  Yeşil ürünler üzerine standartlandırmalar 1980 yıllarında başlamış ve 1990 yıllarında gelişmiştir. 21. Yüzyıla geldiğimizde ise küresel ısınma ve doğal kaynakların tükenmesi gibi çevresel sorunlarla daha sık karşılaşılmaya başlanmış ve bu standartlandırmalar hız kazanmıştır. Şuanda ise dünya üzerinde 600 civarı yeşil ürün sertifikası bulunmaktadır. Binalarda da aynı şekilde sertifikalandırılma işlemi bulunmaktadır.

İlk yeşil bina değerlendirme sistemi BREEAM (Building Research Establishment’s Environmental Assessment Method) 1990 yılında kurulmuştur. Dünyaca en çok kabul edilen yeşil bina sertifikası LEED (Leadership in Energy and Environmental Design) ise 2000 yılında ABD tarafında kurulmuştur. Bu sertifikaya göre binalar çevreye duyarlılıkları oranında değerlendirilmekte ve gümüş, altın, platin gibi sertifika derecesi belirlenmektedir.

Diğer yazılarımız için tıklayın.

Bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir