Opus Hotel

Me Dubai Oteli olarak da bilinen ve Dubai için şehir siluetinin vazgeçilmez bir parçası olarak görülen Opus Oteli , yeryüzü üzerinde ‘uçuyor’ gibi görünen serbest biçimli ve küp olarak tasarlanan iki kuleden oluşuyor. Ortasında düzensiz bir boşluk bulunan ve yapışık kulelerden oluşan karma kullanımlı yapı; otel, restoran ve ofis birimlerinden meydana geliyor. Tasarım, Zaha Hadid Architects’in çalışmalarının dikkat çekici derecede yaratıcı niteliğini taşıyor. Sağlam ve boş, opak ve şeffaf, iç ve dış arasındaki dengeyi yeniden yorumlayan farklı bir bakış açısını gözler önüne seriyor.

opus hotel

2007 yılında Zaha Hadid tarafından tasarlanan bu yapı, ünlü mimarın vefatından sonra Zaha Hadid Architect tarafından Dubai’nin Burj Khalifa semtinde inşa edildi. Yapı aynı zamanda, 2016 yılında vefat eden Hadid‘in hem mimari hem de iç mekan tasarımını yaptığı tek otel projesi olma özelliğini taşıyor. Yapımına 2019 yılında başlanan ve geçtiğimiz sene inşası tamamlanan Opus Oteli, yan yana duran 100 metre yüksekliğindeki iki kuleden oluşuyor. Merkezden oyulmuş gibi görünen sekiz katlı yapının ortasındaki boşluk, kıvrımlı hatlarıyla soyut bir küpü andırıyor.

Tasarım aşamasında Dubai kentine sembolik bir değer katması hedeflenen Opus Oteli, 84.345 metrekarelik bir alanı kapsamaktadır. Yapının birbirinden ayrı iki kulesini birbiriyle buluşturmak için, zemin seviyesinde dört katlı bir atriyum tasarlanmıştır. Yine bu iki kule, tasarımsal bağlamda “oyma” bir estetik oluşturmak adına yerden 72 metre yüksekte üç katlı asimetrik bir köprü ile birbirine bağlanıyor. Ön cephesinden bakıldığında bu köprü binanın genel tasarımsal formunun bir parçası olarak gözükse de arka cephesinde iki kulenin farklı iki kütle olduğu anlaşılabiliyor.

Zaha Hadid Architects proje direktörü Christos Passas, mekânın mimarisi hakkında yapılan bir söyleşide şunları söylüyor: “Gün boyunca küpün cephesi gökyüzünü, güneşi ve çevresindeki şehri yansıtıyor; geceleri ise merkezdeki boşluk, her bir cam panelde ayrı ayrı kontrol edilebilen LED’ler sayesinde aydınlatılarak gece karanlığında dinamik bir görüntüye kavuşuyor.”

Fütüristik mimari yapısıyla ilgi odağı haline gelen bu eşsiz yapı, 74 odalı ME Dubai Hotel’in yanı sıra ofisler, rezidanslar, restoranlar, kafelere ev sahipliği yapıyor.

Optus Otelinin iç mekânı, Zaha Hadid‘in imzası haline gelen organik formların izini sürüyor. Lobide yer alan ‘Ottomans’ isimli oturma alanları, kanepeler ve koltuklar, süitlerdeki yataklar ve mobilyalar Zaha Hadid Design imzalı mobilyalarla donatılmıştır. Tüm bunlar da Zaha Hadid‘in mimari anlayışını yapının hem dışında hem de içinde karakterize eden ve akıcı çizgiler arayışını yorumlayan detaylar olarak göze çarpıyor. Opus Oteli’nin içinde, odaların havalandırması ve aydınlatması sensörler tarafından otomatik olarak düzenleniyor ve bu sayede enerji tasarrufu konusunda önemli bir kazanç sağlanıyor.

Sürdürülebilirlik güdüsünü tasarımının odağı haline getirmiş olan ME Dubai Otelinde, müşterilerine yapının geneline yerleştirilmiş içme suyu sebilleri ile kaldıkları süre boyunca kullanmaları için paslanmaz çelik su şişeleri veriliyor. Konuk odaları da dahil olmak üzere plastik şişe ve plastik materyal içermeyen bir sistemle tasarlanan otel, açık büfe servis yapmayarak gıda israfını da azaltıyor. Ek olarak binada, atılan organik maddeleri geri dönüştürmek için geri dönüşüm üniteleri de bulunuyor.

Ayrıca odaların konfor ve refah sunmasını sağlamak için, yapının dış cepheleri UV ışınlarına karşı koruma sağlayan bir kaplamaya ve iç mekânlarda güneş ışığını azaltmaya yardımcı olan bir desene sahip. Bununla birlikte 3D dijital modelleme kullanılarak tasarlanan 6.000 metrekarelik bir alan olan orta boşluk cephesinin 4300 metrekaresi düz veya kavisli cam eleman kullanılarak oluşturulmuş. Bu boşluğun geceleri aydınlatılması için cam panellerin içine ayrı ayrı kontrol edilebilen dinamik LED aydınlatma yerleştirilmiş.

Daha fazlası için buraya tıklayın!

Bizimle iletişime geçin!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir