İçindekiler

leman tomsu
Leman Tomsu

İki kadın düşünün ki; erkek egemen bir sektörde, modernleşme adımlarını yeni yeni atmaya başlamış bir memlekette, zamane halkının asla alışık olmadığı bir özgüvenle kamusal hayatına atılsınlar. Öyle kadınlar ki, Cumhuriyet tarihinin ilk diplomalı kadın mimarları, kadın olmanın bile bu denli zor olduğu zaman ve ortamda kendilerine tarihte önemli yerler edinmişler. Bu kadınlar kim mi? Münevver Belen Gözeler ve Leman Cevat Tomsu. Hayran olmaktan öte gurur duyduğumuz, sektörde kendini kanıtlamış; çalışkan, güçlü kadınlar. Bu yazımızda ise Leman Tomsu’nun hayatını sizlere aktaracağız.

Leman Tomsu

Zehra Hanım ile Denizcilik İşletmesinde memurluk görevi yapan Cevat Bey’in kızıdır Leman Tomsu. 1913 yılında aileye katılmıştır. Atatürk’ün fikirlerini yürekten destekleyen, kızlarının eğitimine oldukça önem veren bu orta halli aile, tarihimizin şanına yakışır; alnı pak, cesur ve yürekli bir kadın yetiştirmiştir. Nüfusta Kayseri’nin Tavlusun köyüne kayıtlı bu aile, Soyadı Kanunu çıktığı sıralar kızlarının önerisi üzerine Tavlusun köyünün meydanına verilen isim olan ‘’Tomsu’’ ismini soyad olarak almıştır. Cevat Bey’in memuriyeti nedeniyle sık sık şehir değiştiren aile, 5 yaşından sonra Leman’ı 12 yıl eğitim alacağı Erenköy Kız Lisesinin ana sınıfına kaydetmiştir.

Tomsu Ailesi

Leman Tomsu, yalnızca iki öz kardeşi olmasına rağmen, dört kuzeninin de eklenmesi ile yedi çocuklu, kalabalık bir ailenin içinde yetişmiştir. Toplam on bir kişilik bir nüfusu geçindirmek gibi zor bir görev üstlenen Cevat Bey, mütevazı ve yardımsever kişiliği ile yalnız ailede değil, tüm Tavlusun’da da saygı duyulan bir kişidir. Cevat Bey, tüm ekonomik güçlüklere rağmen kendi çocukları ile yeğenleri arasında hiçbir ayırım yapmadan, kız ve erkek toplam yedi çocuğun da üniversiteye gitmesini sağlamıştır. Ailede eğitim gören çocuklara destek olmak, Leman’a babasından geçmiş nadide bir aile geleneğidir. Leman da, sonraki yıllarda kardeşlerinin ve yeğenlerinin çocuklarına aynı şekilde kucak açmış, onlara İstanbul’da eğitim görebilmeleri için destek olmuştur.

Eğitimi ve Meslek Hayatı

Erenköy Kız Lisesi; Leman Cevat Tomsu, Münevver Belen Gözeler gibi tarihimizde önemli yere sahip birçok kadını yetiştirmiştir. Türkiye’deki ilk kadın Danıştay üyesi, ilk kadın Sayıştay üyesi, ilk kadın Yargıtay üyesi, ilk kadın radyoloğu, ilk kadın astronomu, ilk kadın emniyet müfettişi, ilk kadın diş doktoru, ilk kadın eczacısı, ilk kadın antropoloji profesörü bu okulun mezunudur.

19. yüzyılın sonlarına doğru Avrupa’da özellikle teknik ve bilimsel alanlar ‘’kadın işi’’ olarak kabul edilemiyordu bir türlü. İnsanlar kadınlara güzel sanatları, edebiyatı, resmi uygun görüyorlardı. Had bilmezler zamanlarını orada burada tüketirken kadınlar bu alanlardan uzak tutuluyordu. Durumun vahametinin farkında olan bazı kadınların teknik alanlarda eğitim almakta ısrarcı tavırları sayesinde ülkemizde, dünyada birçok genç kız, kadın bu alanlarda üstün başarılar elde etmektedir. Kalıpları yıkmanın ötesinde kendileri için bir şey yapmanın hazzını yaşayan bu güçlü kadınlar sayesinde bugün bizler çok daha eşit ve gelişmiş bir dünyada yaşamaktayız.

Leman Tomsu

Erenköy Kız Lisesi’nde geçirdiği 12 yıl içinde matematik ve fen derslerine yatkınlığı, estetik ve sanata olan merakı ortaya çıkmıştır Leman’ın. Öğretmenlerinin yönlendirmesi ve yeni bir şeyler yapacak olmanın heyecanıyla 1929 yılında kaydolduğu Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Mimarlık Şubesi’nde mimarlık eğitimini almıştır. Türkiye’de Leman Tomsu ve Münevver Belen, Erenköy Kız Lisesi’nden mezun olduktan sonra, 1929-30 eğitim yılında Akademi’nin mimarlık şubesine kabul edilen ilk kadın öğrenciler olmuşlardır. Leman Tomsu ve Münevver Belen’den önce mimarlık okuluna müracaat ettiği halde reddedilen bir kadın olup olmadığına dair bir belgeye rastlanamamıştır.

Leman Cevat Tomsu; Ernst Egli, Arif Hikmet Holtay ve Sedad Hakkı Eldem’in yönetimini üstlendiği Güzel Sanatlar Akademisi’nde dönemin önemli isimlerinden mimarlık, şehircilik ve yapı alanında dersler almıştır. Güzel Sanatlar Akademisi Öğrenci Sergisinde yer alan ‘’400 Kişilik Yatılı Öğrenci Yurdu Projesi’’, Tomsu’nun 1932 yılında daha ikinci sınıftayken Mimar Dergisi’nde yayımlanmış ilk çalışmasıdır.

1934 yılında Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık Şubesi’ni bitiren Leman Tomsu, Türkiye’nin ilk kadın mimarlarından olmanın haklı gururunu yaşarken projelerine hız kesmeden devam etmiş ve piyasaya kendini kanıtlamaya çabalamıştır.

1934-1940 yılları arasında çok sayıda proje üreten Leman Tomsu, mezuniyetinin ardından 1935 yılında İstanbul Belediyesi İmar Müdürlüğü’nde şehircilik uzmanı Martin Wagner ile birlikte çalışmaya başlamıştır. 1937-1938 döneminde yaklaşık bir yıl Almanya’ya giden Tomsu, 1940’a kadar  İstanbul Belediyesi’ndeki çalışmaları, hem de girdiği proje yarışmaları ile kendini göstermiştir. Wagner’ın bakış açısından etkilenen Tomsu, Emin Onat’a paralel olarak ‘İkinci Milli Mimarlık’ olarak adlandırılan dönemin biçimsel unsurlarını taşıyan bir mimari yaklaşım sergilemiştir. Münevver Belen, Sabri Oran ve Emin Onat ile verimli bir meslektaşlık ilişkisi içinde oldukları tasarladığı projelerden anlaşılabilir. 47 yıllık mesleki yaşamında dünyada popüler olan postmodern yaklaşımlara karşı da mesafeli duran Leman Tomsu, 1940’lı yıllarda dönemin eğilimlerinden farklı olarak, Sedad Hakkı Eldem, Emin Onat ve Orhan Arda’nın projeleri paralelinde çalışmalarını sürdürmüştür. 

1941 yılında Emin Onat’ın daveti üzerine  40 yıl sürecek akademik bir hayata adım atan Tomsu, Yüksek Mühendis Mektebi Mimari Şubesi’nin ilk kadın öğretim üyesi sıfatını almıştır. O dönemki adıyla ‘Yüksek Mühendis Mektebi’ olan İstanbul Teknik Üniversitesi’nde 1. Bina Bilgisi Kürsüsü’nde Prof. Emin Onat’ın asistanlığına başlamıştır. Leman Tomsu, yine aynı yıl içinde önceki adı ‘Türk Yüksek Mimarlar Birliği’ olan Mimarlar Odası’na kaydolurken, Ocak 1942’de Türk sivil mimarisini anlattığı geleneksel ‘Bursa Evleri’ çalışmasıyla doçentliğe kabul edilmiştir. Dönemsel olarak ortaya çıkan uluslararası mimarlık yaklaşımlarını içeren modern mimarlığın yerine, eski Türk mimarisinin izinde; sosyal hayatın ihtiyaçlarını karşılayan, modern tekniklerden de faydalanılan, yerli ve milli bir mimari tarzın yaratılması çabası içine girmiştir Tomsu. 

İkinci Dünya Savaşı’nın ardından 1950’li yıllarda savaşta hasar alan bazı kentlerin incelemelerini yapmak üzere İsviçre, Almanya, İsveç, Fransa ve İtalya’ya geziler düzenlemiştir. 1958 yılında da İngiltere’de 8 ay,  Almanya’da 6 ay kalarak bilimsel çalışma ve araştırmalar yapmış, mesleki yaşamı boyunca farklı dönemlerde mesleki incelemelerde bulunmak üzere birçok ülkeye gitmiş ve ABD’de California Üniversitesi’nde misafir profesör olarak çalışmıştır.

Dünyada kaç kişi kendi mezarını tasarlar ve hatta inşa eder? Leman Tomsu’nun ailesinin bireylerine yaşamı boyunca kol kanat geren kişiliği, mezar yapılma sürecinde de kendini göstermiştir. 70’li yıllarda Tomsu, ailesinin farklı bireylerinin gömülebileceği ortak bir mezar oluşturma düşüncesiyle kendi mezarını da kendisi tasarlamıştır. Aile Mezarlığı; anneannesi, annesi, teyzesi, ablası ve kendisi için olmak üzere beş kişiliktir. Mezar projesi ile ilgili olarak Leman Tomsu; Doğan Erginbaş ve Şadan Bezeyiş ile görüşmeler yapmıştır. Mezar projesi devam ettiği sıralarda Leman Tomsu’nun Şadan Bezeyiş ile yaptığı görüşmelerde mezar için düşüncelerini şöyle özetlediği kayıtlara geçmiştir: “öyle bir form yapmalıyız ki çanak olsun, kuşlar su içsin; ama çağdaş olsun”

Tomsu, 1975 yılında emekli olmuş, 29 Nisan 1988 tarihinde de vefat etmiştir.

Kıymetli ömrünü mimariye, mimarlığı tanıtmaya ve öğretmeye aynı zamanda durmadan öğrenmeye, çocuklara, yeğenlerine, ailesine, mesleğine, Türkiye Cumhuriyetine adamış bu kadını yazmaktan duyduğum onur paha biçilemez. Gençlerimize; geçmişimize, bugünümüze ve geleceğimize ışık olan bu kadın ışıklar içinde uyusun, ruhu şad olsun.

Leman Tomsu

YARIŞMALAR VE DERECELERİ

• 1938, Kadıköy Halkevi Yarışması (üçüncülük)

• 1941, Eskişehir Hamidiye ve Mahmudiye Köy Enstitüleri (birincilik)

• 1942, Trakya Kepirtepe Köy Enstitüsü (birincilik)

• 1943, Çanakkale Halkevi Proje Müsabakası (üçüncülük)

• 1944, Ankara Otomatik Telefon Santrali (mansiyon)

• 1945, Zonguldak Şehir Oteli Proje Müsabakası (birincilik)

• 1945, DD Yolları Umum Müdürlük Erzurum İş. Toplantı ve Memur Evleri Mahallesi

(mansiyon)

• 1946, Eskişehir Gar Binası (mansiyon)

• 1947, İstanbul Adalet Sarayı (mansiyon)

• 1948, Ankara İller Kooperatifi Tek Katlı Muhtelif Ev Tipleri (birincilik)

• 1949, Ankara Fidanlıklar Umum Müd. Apartmanlar Tipi, Mahallenin Tanzimi

(ikincilik)

• 1949, İzmit Belediye ve Otel Binası (mansiyon)

• 1951, Maltepe İşçi Sigortaları Kurumu Sanatoryum (mansiyon)

• 1954, İskenderun Tüccar Kulübü, Ticaret Odası, Borsa Binası (birincilik)

PROJELERİ

• 1936, Karamürsel Halk Evi

• 1937, Gerede Halk Evi

• 1938, Şehremini Halk Evi

• 1938, Kayseri Halk Evi

• 1938 , Ankara Dikmen’de bir Ev

• 1939, Tozkoparan’da Gazino

• 1935-40 İstanbul Belediyesi İmar Müdürlüğü’nde Muhtelif Projeler ve Martin Wagner ile Çalışma

• 1940, Bağdat’ta Arap Kültür Enstitüsü

• 1941, Cerrahpaşa Hastanesi Poliklinik Binası

• 1941, Sütlüce’de Et Nakline Mahsus 20 Kamyonluk Garaj ve Garaj Müstahdemine ait Bina

• 1942, Ev Projeleri (Emin Onat ile birlikte)

• 1944, Antalya’da Sinema, Kulüp ve Mağaza Projeleri (Emin Onat ile birlikte)

• 1946-49, Uludağ Sanatoryumu (Emin Onat ile birlikte)

• 1953, Kendi Evi

• 1952-55, İskenderun Tüccar Kulübü, Ticaret Odası, Borsa Binası

• 1956, Ankara Çankaya’da Ahmet Karamancı Villası

• 1959, İskenderun Tüccar Kulübü, Ticaret Odası, Borsa Binası 3. Kat Tadil Projesi

Leman Tomsu ile ilgili daha çok bilgi için, doğumunun 100. yılında basılan, Leman Tomsu: Türk Mimarlığında Bir Öncü adlı kitabı okuyabilirsiniz.

Diğer yazılarımıza ve bizlere buradan ulaşabilirsiniz.

Bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir