İçindekiler
Türkiye’nin gözde şehri İstanbul’da bulunan Kapalıçarşı (Grand Bazaar), 500 yıla aşkın sürelik varoluşuyla dünyanın en büyük çarşısı ve en eski kapalı çarşısıdır. Birçok en’e ve ilk’e imza atan yapı, üzeri dam ve kubbelerle örtülü bir alışveriş pazarıdır. Kapalıçarşı, 4 binden fazla dükkana ev sahipliği yaparak yılda 91 milyon turist ağırlamaktadır ve bununla birlikte dünyanın en fazla ziyaret edilen turistik mekanı olma özelliğine sahiptir.
Çarşı-yı Kebir
Kapalıçarşı, 1453 İstanbul’un Fethi’nin ardından Fatih Sultan Mehmet tarafından Ayasofya’ya mali bir kaynak sağlamak amaçlı yaptırılmıştır. Bu amacın yanı sıra, dönemin koşullarında yeni bir imparatorluğa hizmet edecek olan İstanbul’un, yeni kimliğinin oluşmasında yardımcı olacak etken mimaridir ve bu denli büyük bir yapının inşası düşünceyi destekler niteliktedir. Bu yüzden çarşı, fethin hemen ardından 1461 yılında inşa edilmeye başlamış ve Osmanlı’nın geliştirdiği en önemli ve karmaşık projelerden biri haline gelmiştir.
Yapı yaklaşık 500 yıl boyunca yeni bölümler katılarak genişletilmiş ve son halini almıştır. Bu gelişimlerin en büyüğü Kanuni Sultan Süleyman döneminde gerçekleşmiş ve asıl Büyük Çarşı dediğimiz kimliğini bu dönemlerde kazanmıştır. Kanuni, brandalarla örtülü olan bölgeleri ahşap bir yapı haline getirtmiştir. İlerleyen dönemlerde bu ahşap yerini tamamen taş ve tuğlaya bırakmıştır. Tonozlu kemerlerde tuğlalar, kemer altlarında ise kesme taşlar kullanılmıştır.
Bölgede bulunan en eski bölümler Cevahir ve İç Bedesten’dir. Bunların ardından ise adını ipek ve pamuk liflerinin bir arada dokunarak yapılan bir tür kumaştan alan Sandal Bedesten’i yapılmıştır. Başlarda kumaş ticaretinin yoğunlukta olduğu Kapalıçarşı’da, ilerleyen yıllarda altın ve değerli taş pazarları, mücevher tezgahları ve çeşitli mesleklerden dükkanlar açılmaya başlamıştır. Bu gelişmeler neticesinde Kapalıçarşı, Osmanlı’nın en önemli ticaret merkezi haline gelmiştir.
İstanbul’un Osmanlı ile kazandığı yeni kimliği olan ‘doğu yaşamını’, Batı’ya en açık şekilde yansıttığı düşüncesi Kapalıçarşı’nın birçok seyahat kitabında yer almasını sağlamıştır. Bu Kapalıçarşı’nın dönemin tarihi ve kültürel yapısındaki önemini vurgulamaktadır.
Evliya Çelebi, 1640’lı yıllarda Kapalıçarşı ve esnafını şu sözlerle anlatmış: “…İstanbul’un kalabalık ve seçme yerinde, Osmanoğulları’nın büyük hazinesidir ki gûya kahkaha kalesidir. Bütün sefere gidenlerin, vezirlerin ve âyânın malları buradadır ki yeraltında nice yüz demir kapılı mahzenleri vardır… Doğuya açılan kuyumcular kapısı vardır ki bu kapı üzerinde kanatlarını açmış korkunç bir kuş sureti vardır… Bu sureti kapıya nakşetmekteki amaç şuydu:… Kazanç denilen şey havaya uçan vahşi bir kuştur. Eğer bu kuşu nezaketle avlayabilirsen bu bezistanda kâr edebilirsin!”
Mimari Özellikler
Başlarda sadece iki ayrı bölümden oluşan yapı, yıllar içinde çevredeki sokakların brandalarla örtülerek çarşıya entegre edilmesi sayesinde günümüzdeki büyüklüğüne ulaşmıştır. 110 bin metrekarelik alana yayılan yapı, 45 bin metrekarelik bir kapalı alana sahiptir ve günümüzde 66 kadar sokağa ve 4000’i aşan sayıda dükkana sahiptir.
Kapalıçarşı Düzeni
Kapalıçarşı büyüklüğü dolayısıyla karmaşık bir yapıda gibi gözükse de kendi içinde bir düzene sahiptir. Her sokağın ismi o sokakta bulunan dükkanların türleriyle orantılıdır ve bu şekilde aynı meslek grubunda bulunan satıcılar aynı bölgede bulunmaktadır. Fakat yorgancılar, terlikçiler, fesçiler gibi çoğu meslek grubu günümüzde sadece sokak adı olarak bulunmaktadır.
Zamanında çarşıda bulunan bütün dükkanlar aynı büyüklükte inşa edilmiştir ve devlet esnaf arasındaki rekabeti yasaklamıştır. (Ürünler devletin belirttiği fiyatın üstüne dahi çıkamazken dükkanın önünde tezgahın çıkarılıp müşteri çekilmeye çalışması bile mümkün değildir.)
Çarşının girişinde bulunan görkemli Cevahir Bedesten’i on beş ayrı bölümden oluşmaktadır. Her bölüm kubbelerle kapatılmıştır. Duvarlarının iç kısımlarında ise küçük hücreler olduğu bilinmektedir. İçerisinde el sanatları ile uğraşan esnaftan sanatsal dekorlar ortaya koyan kişilerin izbe dükkanları bulunmaktadır. Zenneciler Sokağı’ndan çıktığınızda ise karşınıza hat sanatçılarının ve antikacıların dükkanları çıkmaktadır. Aynacılar ve Ağa Sokakları, döviz ve altın dükkanlarıyla birbirinden ayrılmaktadır.
Bir diğer büyük bedesten olan Sandal Bedesteni, 50 kubbe ile çevrelenmiştir. Bu kubbeler Türk Osmanlı mimarisinin en önemli örneklerindendir. Başlangıçta kurşun levhalarla kaplı olan çatı kubbeleri, bazı restorasyonlar sırasında Marsilya’da kil çiniler kullanılarak kaplanmıştır.
Cevahir ve Sandal Bedestenleri kalın iç demir kasalarıyla ün salmaktadır. Esnaf bu kasalarda değerli madenlerini, lonca kayıt ve sicil belgelerini saklamıştır.
‘’Kapalıçarşı, Kapalı kutu’’
Orhan Veli Kanık
Kapılar: Beyazıt, Çarşıkapı, Çuhacıhan, Kuyumcular, Mahmutpaşa, Nuruosmaniye, Örücüler, Sepetçihan, Takkeciler, Tavukpazarı ve Zenneciler.
Hanlar: Ağa, Alipaşa, Astarcı, Balyacı, Bodrum, Cebeci, Çukur, Çuhacı, Hatipemin, İçcebeci, İmamali, Kalcılar, Kapılar, Kaşıkçı, Kebapçı, Kızlarağası, Mercan, Perdahçı, Rabia, Safran, Sarnıçlı, Sarraf, Sepetçi, Sorguçlu, Varakçı, Yağcı, Yolgeçen, Zincirli ve Evliya.
Sokaklar: Acıçeşme, Ağa, Altuncular, Aminçiler, Araracıoğlu, Aynacılar, Basmacılar, Çuhacıhanı, Bitpazarı, Fesçiler, Ganiçelebi, Hacıhasan, Hacıhüsnü, Hacımemiş, Halıcılar, Hazırelbiseciler, İplikçiler, Kahvehane, Kalpakçılar, Karakol, Karamanlıoğlu, Kavaflar, Kazazlar, Keseciler, Kilitçiler, Kolancılar, Koltukçu, Kürkçüler, Lütfullahefendi, Mercançıkmazı, Muhafazacılar, Mühürdaremin, Ortakazazcılar, Örücülerhamamı, Parçacılar, Perdahçılar, Püskülcüler, Reisoğlu, Ressam, Sahaflarbedesteni, Sandal, Sandalbedesteni, Serpuççular, Sıraodalar, Sipahi, Tacirler, Takkeciler, Tavukpazarı, Terlikçiler, Terzibaşı, Terziler, Tuğcular, Varakçıhan, Yağlıkçılar, Yarımtaşhan, Yeşildirek, Yorgancılar, Yüncühasan ve Zenneciler.
Günümüzde Kapalıçarşı
Günümüzde çarşının içerisinde mücevher, antika eşya dükkanlarından ufak restoranlara, sağlık ocağı, polis karakolundan banka şubelerine kadar çeşitli kuruluşlar bulunmaktadır. Zamanında çokça bulunan ve aktif olarak kullanılan yapılardan geriye 5 cami, 1 mektep, 7 çeşme, 10 kuyu, 1 sebil, 1 şadırvan, 24 kapı ve 17 han kalmıştır.
Yapı, 20’yi aşkın deprem ve yangın felaketiyle karşı karşıya kalarak ve her seferinde onarıma girerek günümüze kadar gelmiştir. Halen Osmanlı dönemi kültürel yapısını, modernlikle iç içe bir şekilde korumaktadır. Bedestenler günümüzde işlevini artık gerçekleştiremese de Kapalıçarşı halen Türkiye’nin altın ve döviz fiyatları için önemli bir merkez konumundadır.
İstanbul’un hem turizm hem de ticari çekim noktalarından biri olan Kapalıçarşı’nın günlük ziyaretçi sayısının bazen 500 bine kadar bile çıkabildiği bilinmektedir.
Nasıl Gidilir?
Kapalıçarşı, hafta içi her gün ve hafta sonu ise cumartesi günleri 08.30 – 19.00 saatleri arasında ziyarete ve alışverişe açıktır. Pazar günleri ve dini bayramlarda kapalıdır.
Girişler ücretsizdir.
Kalpakçılar Cd. No:22, Fatih/Sultanahmet – Istanbul
Tel: +90 212 519 12 48
- The Interlace
- The Fosun Foundation
- Dynamic Tower: Dönen Gökdelen
- Müze Gazhane
- Mimari Tasarımda Çevre Analizleri
Diğer yazılarımıza buradan ulaşabilirsiniz.