İçindekiler

Güney Amerika’daki Baha’í inancına bağlı olan ancak her inançtan bireylere kapılarını sonuna kadar açmış olan Bahai Tapınağı, 2016 yılında Santiago, Şili’de açılmıştır.

Bahai Tapınağı
Bahai Tapınağı

Özel bir dinî simge bilime ihtiyaç duyulmadan tasarlanan Baha’í Tapınağı, Güney Amerika’daki And Dağları’nın eteklerinde, Santiago’nun hemen dışında yer almaktadır. Fütüristik bir tasarıma sahiptir. Bu tasarıma sahip olan tapınağın dış kabuğu dokuz parçadan oluşmaktadır. Yeryüzündeki en genç dinlerden biri Baha’í inancıdır ve İran’da 1863 yılında ortaya çıkmıştır. Dinin yaklaşık olarak 6 milyona yakın mensubu bulunmaktadır. Bahai Tapınağının her inançtan insana açık olmasının asıl nedeni Baha’í inancının tüm dinleri doğru ve geçerli olarak kabul ediyor olmasıdır.

Tapınağın Yaptırılması:

Bahâ’í dini 1919’da Güney Amerika’ya geldikten neredeyse bir asır sonra Bahá’í Temple of South America’nın (Bahai Tapınağı’nın) yeri Santiago olarak belirlenmiştir. Yeri belirlendikten sonra ise tapınağın tasarımı için Şah Bahá’ínin Ulusal Ruhani Meclisi bir yarışma ilan etmiştir. Yapılan bu yarışmanın kazananı Toronto, Kanada’daki Hariri Pontarini Architects’ten Mimar Siamak Hariri olmuştu. Tasarım incelendiğinde ise Hariri’nin yaptığı esere bakıp başarısını görmemezlikten gelmek mümkün değil.

Bahai Tapınağı

Tapınak ve Bahai İnancı:

Mimar Siamak Hariri yapının çarpıcı görüntüsü bir yana, mimarın tasarımında Bahá’í inancının özelliklerini yansıtan öğelere yer vermeye son derece önem vermiştir.

Bahai Tapınağı

Bahai Tapınağında, dua ve meditasyon için kullanılmak üzere ışık dolu bir alan bulunmaktadır. Yapıya uzaktan bakıldığında organik, tomurcuk şeklinde bir uzay gemisi Santiago’nun topraklarına inmiş gibi görünmektedir. Yapının fütüristik görüntüsünün altında yatan sebepler birçok sebep bulunmaktadır. Örneğin kullanılan renk ve malzeme seçimlerinin böyle bir form ile birleşmesi yapıyı fütüristik görüntüsünü sağlamada önemli bir faktördür. Böyle bir fütüristik tasarımda organiklikten bahsedilmesinin ana sebebi ise yapının kabuğundaki dokuz parçanın her birinin birbirinden farklı formlara sahip olmasıdır. Kabuğun parçalı yapısı ( Bu parçalı yapı dokuz parçanın farklı olmasından kaynaklanmaktadır) ile yaratılan açıklıklar hem yeterli ışığın içeri alınmasında hem de tapınağın mahremiyet hissi uyandırmasında etkili olmaktadır.

Renk ve Işığın Önemi:

Açmak üzere olan bir tomurcuğa benzemekte olan form bir yandan Bahá’í inancının açıklık ve birlik ilkelerini yansıtırken diğer yandan da ışığın ve havanın içeriye rahatça akmasına izin vermektedir. Gün batımında, kubbe içindeki ışık sırasıyla beyazdan gümüşe, sarı renge ve sonra da mora geçmeye başlamaktadır bu nedenle ışığın ve renklerin etkisine hava karanlıkken de yer ve önem verilmiştir. Tapınağa dışarıdan bakanların karşılaşacağı görüntü yavaş yavaş renk değiştirip parlayan bir çiçek tomurcuğu şeklinde olabilmektedir bunun nedeni yine renklerle alakalıdır.

Bahai Tapınağı

İnşa uzun sürmüştür. Bu nedenle tasarımda birçok güncellemeye ihtiyaç duyulmasına sebep olmuştur. Bunun üzerine iç mekâna daha da iyi ışık alabilmesi için iki yeni kaplama malzemesi geliştirilmiştir. Bunlar iç kısım için Portekiz’den getirilen yarı saydam mermer ve dış cephe için döküm-cam panellerdir. Santiago’nun doğu eteklerinde bir tepede yer alan tapınak aşırı şiddetli depremlere ve rüzgâra dayanacak şekilde tasarlanmıştır. Yapının iç kısmı Portekiz’in Estremoz kentindeki taş ocaklarından yarı saydam mermerle kaplanmıştır.

Yapımını Üstlenin Ekibin Düşünceleri:

Toronto merkezli olan ofis yapıyı: “Dağların dalgalı topoğrafyasında bulunan, etrafı yansıtıcı havuzlarla ve yerli otların manzarasıyla çevrili bu eğimli ışık tapınağı mimari bir kutsal yolculuk ve manevi düşünceye bir davet olarak hareket etmektedir. Bahâ’î inancının evrensellik ilkesine dayandığını, bu nedenle de mimari bir duruş olarak, tüm inanç ve kültürden insanın hoş karşılayacağı bir tasarım yaratmayı amaçladık” şeklinde tanımlamıştır. Yapımı on dört yıl süren proje, Bahá’í Topluluğunun yetkilendirdiği, her biri “teknolojik yenilik ve mimari üstünlük” kavramını somutlaştıran sekiz kıta tapınağının sonuncusunu temsil etmektedir.

Bahai Tapınağının tasarımının el çizimi eskizler, fiziksel modeller ve dijital araçlarla geliştirildiğini de belirten mimarlar asıl amacın, durgunluk ve hareket, basitlik ve karmaşıklık, yakınlık ve anıtsallık gibi görünen zıtlıklar arasında karşılıklı bir etkileşim elde etmek olduğunu sözlerine eklemişlerdir. Ekip, her kanadın, elastomerik sismik yalıtkan beton halkalar ve sütunlar üzerine oturduğunu söylemiştir ve bunlara ek olarak “Böylece bir deprem durumunda beton altlıklar sarsıntıyı absorbe etmek için yatay olarak kaymaktadır.” ifadesini eklemişlerdir. 

Bahai Tapınağı

Asya kıtasının Bahailik merkezi olan ve 1986 yılında ziyarete açılan Lotus Tapınağı, aynı zamanda sayısız mimari ödülün de sahibidir. Mimar Siamak Hariri, Bahai Tapınağı tasarımı için 2017 yılında Mimarlıkta Yenilik Ödülü kazanmıştır.

Bahai Tapınağı

Her gün yaklaşık 8000 ila 10000 kişinin ziyaret ettiği Bahai Tapınağının , bugüne kadar yaklaşık 70 milyon ziyaretçi sayısı ile Eiffel Kulesi ve Taç Mahal’den sonra dünyanın en çok ziyaret edilen binası olmuştur.

Tüm yazılarımız için tıklayınız.

Bizimle iletişime geçin!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir