İçindekiler

 Ihlamur Kasrı, Beşiktaş’tan Fulya’ya doğru devam edildiğinde karşınıza çıkan yeşillikler içindeki bir bahçe ve iki köşkten oluşmaktadır. İstanbul, Beşiktaş çarşısının içinde bir cennet gibi sessiz ve gösterişlidir. Şehirdeki tarihi Osmanlı yapılarından birisi olan Ihlamur Kasrı, Osmanlı Devleti’nin 31. padişahı Sultan Abdülmecid tarafından yaptırılmıştır. Padişah burada çeşitli yabancı devlet insanlarını, edebiyat şairleri, yazarları ve çeşitli sanatlarla uğraşan kişileri ağırlamıştır.1849-1855 yılları arasında dinlenme, biniş ve av kasrı olarak mimar Nikogos Balyan’a yaptırılmıştır.

Ihlamur Kasrı
Ihlamur Kasrı ve Ağaçlar

Adı Nereden Geliyor?

Bu büyük kasır, adını vaktiyle burada çok miktarda bulunan ıhlamur ağacından almaktadır.

Kasır Ne Demektir?

Kasır sözcüğünün anlamı “köşk”tür. Kasırlar; süslemesi ile kendini belli eden kendine hayran bırakan neredeyse küçük saray sayılabilecek durumda olan ve genellikle Osmanlı padişahları için yapılan yapılardır. Osmanlı padişahlarının, kralların ya da devlet başkanlarının buralarda kaldıkları, vakit geçirdikleri, bazen misafirlerini ağırladıkları, çalıştıkları ve avlandıkları da bilinmektedir. Bu yapılar şehrin merkezinden biraz daha uzakta, güzel manzaralı, orman ya da deniz gören yerlere inşa edilir.

Ihlamur Kasrı

Ihlamur Kasrı’nın içinde biri kafeterya diğeri müze olmak üzere iki tane köşk, 3 tane süs havuzu, yaz aylarında hizmet veren bir yaz bahçesi , bol bol hayvan ve de tavşan kümesi yer almaktadır. Köşk, İstanbul’da Beşiktaş, Yıldız ve Nişantaşı arasında kalan Ihlamur Vadisi’nde bulunmaktadır. Ihlamur Vadisi’nin 18. yüzyılda yani Sultan III. Ahmet Dönemi’nde Tersane Eminlerinden biri olan Hacı Hüseyin Ağa’ya ait olduğu  ve bu nedenle de Hacı Hüseyin Bağları adıyla tanınan bir mesire yeri olduğu bilinmektedir.

 I. Abdülhamid, III. Selim, II. Mahmud tarafından av partileriyle ok talimlerinde dinlenme evi olarak kullanılan bu ahşap köşk Abdülmecid tarafından da kullanmış ve hatta ünlü Fransız şairi Lamartine’i burada kabul edilmiştir. 19. yüzyılın ikinci yarısına kadar “Hacı Hüseyin Bağları” adıyla bilinmekte olan bu alan, I. Abdülhamid (1774-1789) ve III. Selim (1789-1807) dönemlerinde ilgi çeken bir yer olmuştur ve devlet hazinesine katılarak has bahçe özelliğini almıştır.

Ihlamur Kasrı
Ihlamur Kasrı

Abdülmecid daha sonra bu binayı yıktırarak Nüzhetiye (“ferahlık, tazelik, sevinç” anlamına gelen) adını verdiği mesirede; biri kendisi, diğeri maiyeti için iki köşk yaptırmıştır. 24,724 m2‘lik ağaçlı bir alan içerisine yaptırmıştır. Bu iki yapının da mimarlığını aynı zamanda sultanın sanat danışmanlığını da yapan Ermeni mimar Nikogos Balyan yapmıştır. Bunlardan Ihlamur Kasrı adıyla tanınanın, padişah için yapıldığı bilinmektedir ve bu nedenle de daha gösterişli olan ve sonraları Merasim Köşkü de denilen binadır. Kasırlardan Merasim Köşkü ismiyle bilineni ise törenler için kullanılmış, Maiyet Köşkü ise sultanın maiyeti ve haremi için kullanılmıştır.

Ihlamur Kasrı’nı kentin gürültüsünden ve karmaşasından biraz da olsa uzaklaştırmak amacıyla yapıların çevresinde yüksek duvarlar vardır. 24.727 m2 yüzölçümündeki bir alanda üç tane havuzu, bir su terazisi, bir kuyusu ve aydınlatma elemanları ile değerli ağaçlar ( genelde ıhlamur ağaçları) arasında yer alan bu 3 yapı, İstanbul’daki kasırların en küçük örneklerindendir. Küfeki taşı ve mermerden, XIX. yüzyıl mimarisinin özelliği gereği barok ağırlıklı eklektik (karma) üslûpta bu yapılar inşa edilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nda özellikle Lale Devri’nden sonra kendini gösteren “batılı etkisi” mimari alanda oldukça fazla ve anlaşılır şekilde kendisini hissettirmektedir.

Ihlamur Kasrı yapılarının dış cepheleri dönemin mimari bezeme anlayışına (batı etkisine) uygun olarak eklektik bir bütün içinde bulunmaktadır.

Girişlerde gösterişli çift kollu merdivenler vardır ve bu şekilde yapı daha göz alıcı bir hale getirilmiştir. İki binanın cephelerinde özenli ve titiz bir işçilikle yapılmış çiçek, yaprak, rozet, istiridye kabuğu kabartmalar, nişlerde yer alan içi çiçek ve meyve dolu vazolar, girlantlı sütunce ve pâyeler, rozetli kartuşlar, ajurlu-rozetli panolar ve küçük konsollarla kıvrık dal, palmet, “C” ve “S” kıvrımlarının oluşturduğu bezemeler bulunmaktadır. Özellikle Merasim Köşkü’nde büyük boyutlu giyotin pencereler, iki yandaki alt kat girişleri üzerinde yer alan ve üst kat pencerelerinden çıkılan dörder sütun üzerine oturtulmuş balkonlar, yüksek saçaklarla gizlenen çatılar, dışa taşan ve yükseltilerle belirginleştirilen orta bölümler fazlaca kullanılmış ve dikkat çeken bölümlerdir.

Ihlamur Kasrı Detayları

Kullanımı

Abdulmecid’in vefatına kadar yaşadığı yapıda; Abdülaziz, II. Abdülhamid ve Mehmed Reşad tarafından da kullanılmıştır. Ardından 3 Mart 1924’te 431 sayılı Kanun ile birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bağlanmıştır. Meclis idaresi bu 3 yapıyı da 1951’de İstanbul Belediyesi’ne devretmiştir. İstanbul Belediyesi yapıları restore ettikten sonra Merasim Köşkü’nü Köşk Tarihi Müzesi, Maiyet Köşkü’nü Tanzimat Müzesi adlarıyla 1952’de halk için kullanıma açmıştır. Ancak 1966 yılına kadar açık kalan müzeler halk tarafından fazla ilgi görmediği için kapatılmıştır.

İlerleyen yıllarda köşkler tekrar Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bağlanmıştır. 1978-1985 yılları arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi Milli Saraylar Daire Başkanlığı’nca sürdürülen restorasyon ve bahçe düzenlemesi çalışmalarından sonra binalar tekrardan dekore edilip bu defa özellikle çocukların sanat gösterilerinin yaptığı birer işlevsel mekan olarak halka açılmıştır.

Ulaşımı

Ulaşım açısından biraz zor bir yerde bulunan Ihlamur Kasrı’na Beşiktaş sahilden yürümek yaklaşık 15-20 dakika sürmektedir. Yıldız’dan da yürümek mümkündür. Beşiktaş Evlendirme Dairesi civarından geçen otobüsler ile buraya kolayca ulaşabilirsiniz.

Ihlamur Kasrı’nın Haritadaki Yeri

Diğer yazılarımız için tıklayın.

Bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir