Milano,Italya İtalya'nın yaşayan şehri: Milano%İdil AksuArchi101 % An geliyor, gecelerimizin mimarı ''Ay'' bile yarım kalmıyor mu? Dolunaya kadar kendini tamamlamaya çalışıyor ama asla parlamaktan vazgeçmiyor. Her daim gökyüzündeki yerini koruyor ve gecelerimizi aydınlatmaya devam ediyor. Bugün size, güzellikleriyle ve yarım kalmış yanlarıyla, gecesiyle ve gündüzüyle asla parlamaktan vazgeçmeyen bir şehirden bahsedeceğim. Karşınızda İtalya’nın parlamayı asla bırakmayan, buram buram yaşam kokan şehri: Milano! 16 milano

İçindekiler

An geliyor, gecelerimizin mimarı ”Ay” bile yarım kalmıyor mu? Dolunaya kadar kendini tamamlamaya çalışıyor ama asla parlamaktan vazgeçmiyor. Her daim gökyüzündeki yerini koruyor ve gecelerimizi aydınlatmaya devam ediyor. Bugün size, güzellikleriyle ve yarım kalmış yanlarıyla, gecesiyle ve gündüzüyle asla parlamaktan vazgeçmeyen bir şehirden bahsedeceğim. Karşınızda İtalya’nın parlamayı asla bırakmayan, buram buram yaşam kokan şehri: Milano!

Dünya haritasını hayal edelim. Acaba, Milano çizmenin hangi tarafında kalıyor? Tahminler yapıldıysa eğer, devam edelim. Milano; İtalya’nın kuzeyinde, Lombardiya bölgesinde yer almaktır. Lombardiya’ya, İtalya’nın 1948 Anayasası ile kısmi bölgesel özerklik verilmiştir. Bu özerklik kapsamında, Milano bu bölgenin başkenti seçilmiştir.

Milano; Roma’dan sonra, İtalya’nın ikinci en kalabalık şehridir ve yüzölçümü en büyük olan şehirler arasındadır. Kısaca, gezmekle bitmeyecek bir şehirdir kendileri.

Biraz da bu muhteşem şehrin, mimari eserlerini mi incelesek? Övmekle bitiremeyeceğimiz yapılar var aralarında, uyarmadı demeyin! 😊

1) Duomo di Milano

Milano denince akla gelen ilk eser, şehrin kalbinde konumlanmış olan Milan Katedralidir. Bu yapı, Dünya’nın en büyük gotik tarzdaki kilisesidir. Aynı zamanda Dünya’nın en büyük dördüncü katedralidir.

Duomo di Milano’nun yapımına, 1386 yılında başlanmış ve inşaatı tam 500 yıl sürmüş. Günümüzde katedralin en üst tepesinde çalışmalar hız kesmeden devam etmektedir. “Peki, orta çağda yapımına başlanan bu eser halen neden tamamlanmadı acaba?” diye düşünüyor insan, doğal olarak. Bunun nedeni ise, katedralin inşaatı tamamen bittiğinde, sadece İtalya’nın değil, tüm Dünya’nın malı olarak kabul edilecek olmasıymış.

2) Galleria Vittorio Emanuele II

Sadece İtalya’nın değil, Dünya’nın en eski alışveriş merkezlerinden biri olan Galleria Vittorio Emanuele II, tüm Dünya’da en çok fotoğraflanan iç mekanlardan biridir. Aynı zamanda yapı, La Scala’ya ulaşmak için köprü görevi görmektedir. Galerinin, dört koridorunun kesiştiği noktada, cam kubbenin tam altında; zemine boğa figürlü bir mozaik işlenmiştir. Efsaneye göre, topuklarını bu boğanın üzerine koyup kendi etrafında üç kere dönmek bereket getirirmiş. Göz kamaştıran bir mimariye sahip olmanın yanında, galerinin içerisinde dünyanın en lüks markalarının büyük mağazaları da bulunmaktadır.

3) La Scala

Dünya’nın en büyük tiyatro binalarından biri olan, La Scala; opera evi olarak da geçmektedir. Türkçesi “merdiven” olan, La Scala; adını merdiven şeklindeki iç dizaynından almıştır. La Scala’da sergilenen performansların, gece yarısına kadar bitirme zorunluluğu vardır. Gerekli durumlarda uzun operalar akşamüstü bile olmadan başlatılabilmektedir. Orijinal yapısı ilk 1907 yılında yenilenmiş, II. Dünya Savaşı sonucu aldığı büyük hasarlardan sonra ise 1943 yılında restore edilip, tekrar açılmıştır. Sahnesi, İtalya’nın en büyük sahnelerinden biridir. Eğer yolunuz buraya’ya düşerse ve La Scala’da opera izleme şansını yakalarsanız, gösteri saatinden birkaç saat önce içerde olmaya özen göstermeniz lazım, çünkü Riccardo Muti bile olsanız başlamış bir gösteriye giremezsiniz.

Son olarak, Yaşar Kemal’in, 1953 yılında yazdığı “Tekne” adlı eserinin, La Scala’da opera şeklinde sergilendiğini biliyor muydunuz? La Scala’nın tarihinde ilk kez bir Türk yazarın eseri bestelenerek, büyük bir opera performansı olarak izleyiciye sunulmuştur.

4) Santa Maria delle Grazie

1940 senesinde yapımına başlanan bu Gotik mimarinin izlerini taşımakta olan kilise, Rönesans Milano’sunun sembolüdür. Kilise, 1980 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası ilan edilmiştir. İçerisinde çok önemli ressamların, en ünlü eserlerini barındırmaktadır. Leonardo Da Vinci’nin ünlü “Son Akşam Yemeği” tablosu verilebilecek en iyi örnektir.

Peki, buranın dizayn başkenti olmasını yanında başka artıları yok mu dersiniz? Ama boşuna yaşayan şehir demedik ya. Modanın da kalbi olan şehrin, tüm dünyanın titizlikle takip ettiği ve her yıl merakla beklediği Milano Moda Haftasına değinmeden sözlerimi bitiremeyeceğim. 1958 yılından günümüze uzanan bu önemli moda haftası; her sene bünyesinde çok önemli markaları ve modelleri bulunduran görülmeye değer gösteriler hazırlıyor. Uluslar arası en önemli dört moda haftası içinde bulunan Milano Moda Haftası, Dünya’da en çok sükse yapan etkinlikler arasında kendine yer bulmuştur.