İçindekiler

Genel Bakış

Bizans mimarisi, Doğu İmparatorluğu’nun başkenti Bizans’ın mimarisidir. Bölgenin adı İstanbul (Konstantinapolis)’un eski adı olan Byzantium ‘dan gelmektedir. Bizans mimarisi, Doğu Mimarlığının etkisinde kalmıştır, çoğunlukla 6.yüzyılda I. Justinian Dönemi’nde gelişmiştir. Bizans Mimarisi bir tuğla mimarisi olarak tanımlanır. Bizans İmparatorluğu, tuğla ve harcı Romalılardan almıştır. Roma İmparatorluğu’ndan ve Yunan Mimarisi’nden farkı ise yapılarında tuğlaya daha çok ağırlık vermesidir. Roma ve Yunan Mimarisi’nde de tuğla kullanılmıştır fakat kireç taşı, tüf, granit, ahşap, kerpiç, bazalt, tuğlaya göre mimaride daha ön planda tutulmuştur.

bizans mimarisi

Bizans’ı Batı Roma’dan ayıran, Bizans kültür ve mimarisini oluşturan bazı etkiler bulunmaktadır: Dil, din, sanat, kültür, sentez. Bu beş etmen yeni bir sanat oluşturmuştur. Bizans, sanatını Batı Roma’nın sanat mirası üzerine oturtmuş; aynı zamanda Helenistik Dönemin etkilerini de sürdürmüştür.

Bizans Mimarisi Özellikleri

Bizans İmparatorluğu’ndaki mimarlar, tüm tasarımların en iyilerini bir araya getiren Roma tapınaklarından esinlenmişlerdir. Bizans yapıları, kendine has kubbeleriyle tanınabilir. Büyük yarı küresel çatılar kare şeklinde bir temel üzerine oturtulmuştur. Mükemmeliyetçilik ön planda tutularak inşa edilmiştir. Bu kubbeli çatıların en güzel örneklerinden biri Ayasofya Camii’dir.

Bizans mimarisinde zengin ve lüks dekorasyona sahip yorucu ve yükselen iç mekana önem verilmiştir. Kolonlar mermerden yapılmıştır ve işçilik ön plandadır. Bazı yapılarda tavanlar altınla kaplanmıştır.

Erken Dönem Bizans Mimarisi

Erken Dönem Bizans Mimarisi geçiş dönemi ile birlikte 527-726 yılları arasını kapsayan dönemdir. En güzel örnekleri, I. Justinianus hükümdarlığı döneminden gelmektedir, Ravenna ve İstanbul’da görülebilir. Ravenna’da  Sant’Apollinare Nuovo Bazilikası ve San Vitale Kilisesi mevcuttur. İstanbul’da bulunan Justinianus anıtları, kubbeli Aya Sofya ve Aya İrini’dir fakat daha eski ve küçük Aziz Sergios ve Bacchos (Küçük Aya Sofya) kiliseleri de bir model olarak düşünülebilirler.

M.S. 4. yüzyılda I. Konstantinus Dönemi’nde Hristiyanlığın serbest bir din haline gelmesiyle ülkenin her yerinde kiliseler yapılmaya başlanmıştır. I. Konstantinus ile başlayan Bizans’a özgü mimariyi, diğer Bizans İmparatorları devam ettirmiştir. Böylece mimari, özgünlüğünü ve farklılığını bu süreç içerisinde tamamlamıştır.

-Bu dönemin bazı örnekleri:

Sant’Apollinare Nuovo bazilikası
Aya Sofya Camii
Aya İrini
Yerebatan Sarnıcı

Orta Dönem Bizans Mimarisi

Orta Bizans Dönemi 9.yüzyıldan,Latin işgalinin bitişine kadarki zamanı kapsar(842-1204).Bizans mimarisinin orta döneminde iddialı projelerle karşılaşılmamıştır. Bu dönemde Bizans sanatının özü kabul edilen Makedon Hanedanı dönemi, arkasında mimarlıkta kalıcı miras bırakmamıştır. I.Basileios’un bugün her ikisi de günümüze ulaşmamış Theotokos kilisesi ve Nea Ekklisia kilisesi döneme model olarak hizmet etmiştir.

Orta Bizans Döneminde, bazen birbirine düğümlenen geometrik modeller; bazen ise içinde bitki, haç gibi motiflerin bulunduğu ‘Antrolak’ denen süsleme çok yaygın olarak kullanılmıştır. Antrolak bir orta bizans ögesi sayılır.

-Bu dönemin bazı örnekleri:

Zeyrek Camii
Gül Camii (Azize Teodosya Kilisesi)

Son Dönem Bizans Mimarisi

Son Bizans Mimarisi, Latin işgalinin bittiği yıldan 1453 yılına kadar olan döneme verilen isimdir(1261-1453). Komnenos ve Palaiologos’ların devridir. Bu dönemde kolonlar çok kullanılmaya başlamıştır. Orta dönem kiliselerinde tek kubbe bulunurken, bu dönemde inşa edilen kiliselerde genellikle beş kubbe bulunmaktadır. Son Bizans Döneminde tuğla daha çok kullanılmıştır, yapıların dış yüzeyi zenginleştirilmiştir.

Bu dönemin yapıları, Komnenos dönemine ait mimari Elmalı Kilisesi, Kapadokya kaya kiliseleri ve Theotokos Kyriotissa Kilisesi dışında neredeyse yok olmuştur.

-Bu dönemin bazı örnekleri:

Elmalı Kilise
Pammakaristos Manastırı

Bizans Mimarisi’nin Dini Tarafı

Dini Mimari kapsamındaki yapılar; türbeler, vaftizhaneler ve kiliselerdir.

Demetrios Bazilikası

Çeşitli planların uygulandığı kiliselerde en çok uygulanan planlar: bazilikal plan, merkezi plan, haç plan ve kubbeli plandır. Bizans imparatorluğu içinde ilk kilise, bazilikal planlıdır. Bazilika Helenistik ve Roma döneminde açık pazarı ve mahkemesi bulunan büyük salonlara verilen addır. Uzunlamasına dikdörtgen bir mekan olan bazilikalar sütunlarla nef adı verilen bölümlere ayrılmıştır. Apsis,ana mekan ve narteks olmak üzere üç temel bölümden oluşur.

Merkezi Planlı Kiliseler, İlk Çağ mimarisinde yuvarlak bir mekân oluşturacak biçimde kurulan yapıların üstünü kaplayan bir kubbe ile örtülüdür. Merkezi planlı yapılar basit ve gelişmiş olmak üzere iki bölüme ayrılır. Basit yapıların kubbe taşıyıcı duvarlar iken, gelişmiş yapıların kubbe taşıyıcısı sütun halkalardır. Bu plan tipinin güzel bir örneği İstanbul’da Küçük Ayasofya adını taşıyan eski Segios Bacchos Kilisesi’dir.

Haç planlı kiliselerde orta mekanın üzeri dört payenin taşıdığı bir kubbe ile örtülüdür. Bu kiliseler başta İstanbul olmak üzere Anadolu‘nun birçok yerinde bulunmaktadır. Bu yapılardan bazıları Aya İrini, Kariye Camii, Atik Mustafa Paşa ,Kalenderhane ve Gül Camii’dir.

Bizans Mimarisi’nin Sivil Tarafı

Sivil Mimari kapsamındaki yapılara hipodromlar, meydanlar, agoralar, su kemerleri, çeşmeler, anayollar ve saraylar örnek gösterilebilir. Bizans sivil mimarisinin en iyi görüldüğü yer İstanbul’dur.

Bozdoğan Kemeri

İmparator Calens döneminde 364-368 yılları arasında yapıldığı belirtilen Calens su kemeri, Bozdoğan veya Saraçhane kemeri olarak da adlandırılmaktadır.

Büyük Saray

Büyük Saray, Fatih Yarımadasının güneydoğu ucunda kurulmuş, geniş Bizans İmparatorluğu’nun imparatorluk sarayıdır. Bizans imparatorlarının kraliyet yerleşimi olarak 330 yılından 1081 yılına kadar hizmet etmiştir. 800 yıldan fazla imparatorluk yönetiminin merkezinde yer almıştır. Günümüze çok az kalıntısı kalmıştır.

Büyük Saray
Belgrad Kapısı

Bizans Mimarisi’nin Askeri Tarafı

İstanbul ve Anadolu’nun birçok yerleşim yerinde surlar ve kaleler inşa edilmiştir. Bunların büyük bir bölümü Roma döneminde yapılmış, Bizans döneminde onarılmıştır. Kenti bütünüyle çevreleyen bu surlar kara ve deniz surlarıdır. Surların üzerinde yer alan kapıların içinde en önemlisi Yaldızlı Kapı’dır. Diğerleri ise, Belgrad, Silivri, Mevlana, Sulukule, Edirne ve Topkapı’dır.

Bizans Mimarisi’nin Etkileri

Kubbet-üs Sahra

Bizans mimarisinin etkileri büyük bir coğrafyada kendini göstermiştir. Batıda romanesk ve gotik; doğuda erken İslam mimarisine etkisi paha biçilemezdir. Kudüs’te Kubbet-üs-Sahra, Şam’da Emevi Camii gibi ayırt edici erken İslam eserlerinde, önemli Bizans etkileri görülebilir.

Tüm yazılarımız için tıklayın.

Bizimle iletişime geçin.

One thought on “Bizans Mimarisi

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir