Taipei 101

Bu yazımızda, 21 Temmuz 2007 tarihinde tahtı Burj Khalifa tarafından ele geçirilene kadar dünyanın en yüksek binası unvanına sahip olan ve şu an dünyanın en yüksek 2. binası olan Taipei 101’i inceleyeceğiz. Tayvan’ın simgelerinden olan bu gökdelen Chu-Yuan Lee ve CP Wang (Wang Chung-ping) tarafından tasarlanmıştır.

taipei 101

Taipei 101’in Genel Özellikleri

Tayvan’ın en ünlü yapısı olan bu gökdelen Chu-Yuan Lee ve C.P Wang tarafından tasarlanmıştır. Dünyanın en yüksek binası unvanını Burj Khalifa’ya kaptırmasının ardından ikinciliğe düşen Taipei 101 aynı zamanda dünyanın en hızlı ikinci asansörüne de sahiptir.101 katlı bir yapı olması nedeniyle “Taipei 101” olarak bilinmektedir. Yapımına 1999’da başlanmıştır ve inşaat 2004’te sona ermiştir. Çatıya kadar olan yüksekliği 460 metredir fakat binanın en uç kısma kadar olan yüksekliği 509 metredir. Empire State binasının neredeyse 1.5 katı yüksekliğe sahip olan Taipei 101’in yapımı, yaklaşık 1.3 milyar dolara mâl olmuştur.

Taipei 101’in Mimari Özellikleri

Öncelikle gökdelenlerin nasıl ortaya çıktığına bakalım; 1871 yılında Chicago’da 36 saat süren yangın 300’ü aşkın insanın ölümüne ve 17500’ü aşkın binanın yok olmasına neden olmuş, 3 aylık kuraklık sonucu binalar yanmıştı. Ahşap bina yapımı yasaklanmış, mimarlar yüksek arazi fiyatları karşısında olabildiğince çok insanın işine yaramalar amacıyla yüksek binalar yapmanın yollarını arıyorlardı ki ”gökdelen” fikri imdatlarına yetişmişti. Bu üzücü olayın ardından gökdelen yapımlarında artış görülmeye başlandı. Gökdelenler küçük alanları fazlasıyla kullanışlı hale getirebiliyordu fakat bir sorun vardı, bu binalar nasıl ayakta kalacaktı?

Söylenene göre; bir gün, mimar  William Ribarov Jenny’nin eşi kitap okuyormuş, eşi gelince kitabı kafesin üstüne koymuş, bu son derece çözüm odaklı davranış Jenny’nin kafes tipi yapıları düşünmesine vesile olmuştur ve Jenny, binaların metal kafesler üzerine inşa edilebileceği fikrini ele almıştır. Dik kolonlar arasına yatay kirişler ekleyip duvarlardaki ağırlığı demir iskelete aktararak yalnızca hafif bir yapı elde etmekle kalmamış, ayrıca katları taşıyacak kadar da güçlü bir temel oluşturmuştur. “Kirişlerle desteklenmiş bir kafesin dayanım gücü.”

Binanın yapı mühendisi Brende Marsh, kafes sisteminin denemesini dikey yükle denemiştir. Eskiden mühendisler bu yöntemi kullanmaktan çekinmektelerdi, çünkü bu denli uzun yapılara kendi ağırlığı altında yıkılabilecek bir yapı gözüyle bakılmaktaydı. 4 kolon ve kirişle desteklenen yapıda ilk denemede kolonlar dışa eğilmişti, şimdi ise kirişler tam olmaları gerektiği gibi yapıyı destekliyor. Çapraz kirişler sayesinde yapı 2,5 kat daha güçlü bir hale getirilmiş. Yapının mühendisleri 101 katı bu sistemle inşa etmiş.

Taipei şehri 2,5 milyonluk nüfusa sahiptir ve fay hatlarının yoğun olduğu bir bölgenin ortasında yer almaktadır. Her on yılda bir şiddetli deprem meydana gelmektedir. Eylül 1999’da meydana gelen depremde 2192 ölü, 8735 yaralı, 100000’i aşkın evsizle özetlenebilen ağır bir bilanço ortaya çıkmıştır. Böylesi bir deprem bölgesinde bu büyüklükte mega bir yapı yapma fikri başta kulağa çok mantıklı gelmese de bunun sayısız örneğinin olmasının yanı sıra doğru teknik ve malzemelerle bu yapıların inşa edilebilmesi mümkündür.

Taipei 101’in ödüllü mimarı C.P Wang, bu yapıyı tasaralarken ilhamını ülkesinden aşina olduğu bambu ağaçlarından aldığını ifade etmiştir. Bambu ağaçları dışarıdan dayanıksız ve zayıf görünmesine rağmen oldukça dayanıklı ve oldukça güçlü bir yapıya sahiptir. Ayrıca doğal bir esnekliğe sahip olan bu ağaçlar bir miktar esneyebilir fakat kırılmazlar. Wang de bundan olsa gerek, bu muazzam yapıyı tasarlarken bambulardan esinlenmiştir.

Wang, kolonları her 8 katta bir desteklemek için dev çelik demetler tasarlamıştır. Bu bambu tarzı tasarım güçlü sismik sarsıntılara dayanabilir, hatta Wang, önümüzdeki 2500 yıl içerisinde yaşanabilecek en şiddetli depreme bile dayanabilecek şekilde yapılmasını istemiştir ancak doğa, Wang daha tasarımını bitiremeden onu test etmiştir. 2002 yılında bir deprem meydana gelmiş, şok dalgaları tüm adayı sarsmıştır. Taipei 101 çok şiddetli bir biçimde sallanmış, sıkıca bağlanmamış her şey aşağıdaki caddeye düşmüş, düşen inşaat vinçleri 5 kişinin hayatına mal olmuştur. Her şeye rağmen Taipei 101 ayakta kalmış ve inşaat devam etmiştir. Tamamlanmayı başaran dev kule, 2 yıl sonra dünyanın en uzun binası unvanını almıştır.

Wang, bir engelle daha karşılaşmıştır; yüksek binalar güçlü fırtınalarda, şiddetli rüzgarlarda sallanır hatta yıkılabilir. 2007’de 160 km’lik güçlü rüzgarlar 9 kişinin hayatına mal olmuştur. Peki Wang buna nasıl bir çözüm üretmiş? Bu çözüm için yelkenli örneğinin ele alındığını söyleyebiliriz; dar, hafif ve suda denge sağlaması için herhangi bir omurga direği yok. Peki rüzgâra nasıl karşı koyuyor?

2 ek omurga, Taipei101’de bulunan bir mühendislik tekniğidir. Gücün etki ettiği alan genişletilmeye çalışılmaktadır. Bu tekniğin tarihi, 3500 yıl öncesine Polinezya Adaları’na dayanmaktadır. Fikir bina boyunca uygulanmıştır, bu şekilde Taipei 101’de her 8 katta bir çelik demetler kullanılmıştır. Taipei 101 gibi bir binada yapısal açıdan her zorluk da aynı oranda büyüktür, özellikle de inşaat sektörünün gözde malzemesi beton kullanılırken. En üst kat dahil her kat betondan yapılmıştır.

Taipei gibi 160 km hıza ulaşabilecek rüzgarlara sahip olan bir şehirde bu denli yüksek bir yapı nasıl olur da sallanmaz diye düşünebilirsiniz. ”85.katta içilen çorba güçlü rüzgarlarda dökülmüyor” gibi bir söylentiye bile sahip olan bu yapının bazı özellikleri bu güveni ve konforu da sağlıyor. Yapının içerisinde yüksek şiddetlerdeki rüzgârlar sonucu eğilmelere karşı ve içerde bulunan insanların rahatsız olmalarını engellemek amaçlı yapının ağırlık merkezinde bulunan, uçlarında 6 tondan fazla ağırlık taşıyan 8 ayarlı kütle sönümleyiciler rüzgârın etkisini azaltacak şekilde ağırlığı ve dolayısıyla bütün yapıyı hareket ettirir.

Yapının ortasında binayı dik tutmaya yarayan ve dünyada sadece üç adet bulunan dev bir küresel ayarlı kütle amortisörü bulunmaktadır. Dünyanın en büyük ve en ağır amortisörü devasa 16 çelik kablo sayesinde 92. Ve 97. Katlar arasında sallanıyor. Dev top sarkaç gibi sallanıyor, bu salınım binanın sallanışına ters hareket ediyor ve bunu yapmak için her nesnede olan bir özelliği kullanıyor; eylemsizlik.

Burj Khalifa’dan sonra en yüksek 2. bina olan Taipei 101 yüksek basınçlı beton pompaları, en hızlı 2. asansörü, çelik kafes gövdesi ve bir çok estetik, mekanik ve teknolojik özelliğiyle hala gümüş madalyasını koruyor.


Tüm yazılarımız için tıklayınız.

Bizimle iletişime geçin!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir