İçindekiler

Yasak Şehir

Yasak Şehir, yaklaşık 500 yıl boyunca 26 Çin imparatoruna hizmet vermiş ve Çin’in geleneksel tören ve siyasi merkezi olarak kullanılmış bir imparatorluk sarayıdır. Yüz binlerce işçi tarafından 1406-1420 yılları arasında inşa edilen yapı Çin’in Pekin şehrinin tam ortasında 720 bin metrekarelik devasa bir alana sahiptir. Günümüze kadar ulaşmış en büyük ve en iyi korunan ahşap yapılar arasında yer almaktadır. 1925’ten beri Saray Müzesi olarak kullanılmakta ve Çin tarihinin sanat ve kültürünü en ince ayrıntılarına kadar gözler önüne seren bir yapı konumundadır. 1987 yılında Dünya Kültür Mirası listesine eklenerek UNESCO tarafından koruma altına alınmıştır. Sadece 2016-2017 yıllarında 17 milyon ziyaretçi toplayarak dünya üzerinde en çok ziyaretçi toplayan müzesi unvanını almıştır.

Yasak Şehir
Yasak Şehir

Yasak ‘Mor’ Şehir

Yaygın olarak Yasak Şehir olarak bilinen yapının asıl adı ‘Mor Yasak Şehir’dir. (Zijin Cheng/ zi-mor, jin-yasak, cheng-şehir) Adının kökeni ise eski Çin astrolojisine dayanmaktadır.

Yapının adındaki ‘mor’ kelimesi Çin inanışına göre kutup(ziwei) yıldızından gelmektedir. İnanışa göre, kutup yıldızı Göksel İmparatorluğu’nun yaşadığı yerdir ve Yasak Şehir bu yıldızın yeryüzündeki görüntüsüdür. Ayrıca mor renk imparatorluğun rengi olarak da bilinir.

Şehir’deki ‘yasak’ kelimesi ise saraya girişin yasak olduğuna hitaben koyulmuştur. İmparatorun izni olmadan yapılan giriş ve çıkışlar yasaktır. 500 yıl boyunca hiçbir sivil bu saraya girememiştir ve girmeye çalışan kişilere ise ağır işkenceler uygulanmıştır. Sarayın çevresi metrelerce uzunlukta surlarla çevrelenmiştir.

Yapılışı

Yasak Şehir,  15 yüzyılda Ming Hanedanlığı döneminde 3. İmparator Yongle’ın emri ile inşa edilmiştir. O zamanlar süre gelen Çin-Moğol çatışmaları nedeniyle Yongle, başkenti Nanjing’den Pekin’e taşıyarak Moğollara daha yakın olmayı hedeflemiştir ve Pekin’in etrafını surlarla çevreleyerek güvenlik önlemleri almaya başlamıştır. Böylece 14 yıl sürecek olan Yasak şehir inşası da 200 binden fazla işçiyle inşaya başlamıştır.

Yapının tasarımsal fikri bir keşiş tarafından ortaya atılmıştır. Keşiş bir gün rüyasında büyüleyici güzellikte bir görüntü görerek(cennet bahçesi) bu fikri zihninde tutarak imparator Yongle’a söylemiştir. İmparator fikri beğenerek tasarımın hayata geçirilmesi için genç mimar Kuai Xiang’ı görevlendirmiştir.  Fakat İmparator Yongle, Yasak Şehir’in bitmiş halini göremeden ölmüştür.

Tasarımın içindeki her taş özel olarak Çin’in en kaliteli taş ocaklarında dövülmüştür. 20 ton ağırlığındaki yekpare oymalı mermer taşın taşınabilmesi için yol boyunca boşluklar kazılarak kışın boşluklar sular ile doldurulmuştur ve buz tabakası elde edilmiştir. Taşlar bu buz üzerinde sürüklenerek inşa alanına getirilmiştir. Büyük salonun döşemeleri altın tuğlalarla kaplanarak formuna kavuşabilmesi için aylar boyunca süren çalışmalar gerekmiştir. Bu döşemeler günümüze kadar korunmuştur.

6 Asırlık Bir Tarih

Yasak Şehir, müzeye çevrildiği 1925 yılına kadar 26 imparator ve iki hanedanlık görmüştür. Bu süre içerisinde başlarda Yasak Şehir halka da açık bir şekilde kullanılmıştır fakat ilerleyen yıllarda imparatorluk ve halk arasında çıkan anlaşmazlıklar nedeniyle sarayın kapıları halka kapatılmıştır.

Ming Hanedanlığı

Yasak Şehir’in tamamlandığı 1420 yılından itibaren Çin’in yönetim merkezi ve başkenti Pekin olmuştur. Bu olaydan yaklaşık 9 ayın ardından ana salonlardan üçü yanarak kullanılmaz hale gelmiştir. 20 yıl kadar bir süre bu salonlar kullanılamamış, bu sırada saraya yeni surlar ve kuleler eklenerek güvenlik önemleri arttırılmıştır.

Ming Hanedanlığı 1644 yılına kadar buradaki varlığını sürdürmüştür. Ardından ülke içinde çıkan ayaklanmalara baş tutamayıp dönemin imparatoru Chongzen kendini asarak intihar etmiştir.

Ming Hanedanlığı dönemini anlatan bir çalışma

Qing Hanedanlığı

Birkaç ay süren kargaşanın ardından Macurya kökenli Shunzhi imparator olmuştur ve böylece Qing Hanedanlığı yönetimi başlamıştır.

Yasak Şehir günümüzdeki son şeklini bu yönetim sırasındaki değişiklikler ile kazanmıştır. Yeni bahçe ve avlular yapılarak bazı binalar Çin-Mançu dilleri harmanlanarak yeniden adlandırılmıştır. Bu hanedanlık döneminde büyük bir bölümü ahşaptan oluşan saray, 7 kez yangında tahrip olmuştur ve son olarak 1695 – 1697 yılları arasında yeniden inşa edilmiştir.

Hanedanlığın son dönemlerinde İmparator Guangxu’nun ölümünden sonra tahta 3 yaşındaki yeğeni Piyu çıkartılmıştır ve bu hanedanlığın sonunu getirmiştir. 1911-1912 yıllarında yapılan devrim sırasında İmparator Piyu tahttan indirilmiştir. Bu olayla birlikte Yasak Şehir, Çin’in politik merkezi olmaktan çıkmıştır ve müze olarak halka açılacağı 1925 tarihine kadar sürecek olan onarım ve tadilat çalışmaları başlamıştır.

İmparator Piyu

Tadilatlar sırasında kundaklar yapılarak birçok eser ve hazine çalınmış, bazıları ise başka yerlere taşınmıştır. Günümüzde müzede Çin tarihi ve kültürüne ilişkin resimler, seramik ve porselenler, hanedanlık hazineleri olmak üzere bir milyonun üzerinde sanat eseri sergilenmektedir.

Mimari

Yasak Şehir, 720 bin metrekarelik alanıyla, günümüzde var olan en büyük saray kompleksi olarak bilinmektedir. Saray simetrik planıyla birlikte iki ana kısımdan oluşmaktadır. Mimari tasarımında dikey ve yataylar ile geometrik kurallara göre dizayn edilerek eğrilere yer verilmemiştir.

Sarayda giriş-çıkış olarak kullanılan dört ana kapı bulunmaktadır. Bu kapıların en bilineni ve en önemlisi, güneyde bulunan ve sadece hükümdarın kullanabildiği Meridyen Kapısı’dır. Diğer kapılar ise,  kuzeyde İlahi Kudret kapısı, batıda Batı Zafer Kapısı ve doğuda Doğu Zafer Kapısı’dır.

Yasak Şehir Kuş Bakışı

Mitolojik Heykeller

Sarayda sayısı bilinmemekle beraber çatılar, su kanalları ve bahçeler başta olmak üzere birçok yerde mitolojik Çin hayvan figürleri yer almaktadır. En çok kullanılan figürler ejderha ve aslanlar olmakla birlikte günümüzde adı bilinmeyen Çin mitolojisine ait farklı hayvan figürleri de bulunmaktadır.

Bu heykeller estetik görüntüsünün yanı sıra, özellikle çatılarda kullanılan heykel sayısına göre o binanın ve içinde bulunan kişinin statüsünü simgelemektedir. Çatısında en çok heykel bulunduran yapı imparatorun konakladığı Yüce Uyum Konağı’dır.

Bu heykellerin Çin mitolojisine bağlı olarak karakteristik özellikleri vardır. Ejderha ve aslan, güç ve kudreti simgelemektedir. Anka kuşu mutluluk ve şansı simgelerken tek boynuzla at ise adalet ve bilgeliği göstermektedir.

Güneye Bakış

Bulunan bütün binalar ve kapılar güney cephesine bakmaktadır. Soğuk kuzey rüzgarları ve step akıncıları yüzünden genellikle kullanılan bütün alanlar güney yönünde tercih edilmiştir. Ayrıca bu görüş, Feng Shui felsefesine dayanmaktadır. Bu felsefe, insanın ve evinin yönünün rüzgar ve suyla uyum sağlaması inancına dayanır.

Dış Avlu

Dış avlu ya da ön avlu, sarayın resmi törenlerinin yapıldığı ve seremonik amaçlar için kullanılan kısımdır. Burada saraydaki en önemli üç bölüm bulunmaktadır. İlki olan Yüce Uyum Konağı, ‘İç Altın Su’ olarak adlandırılan bir nehir ile bölünmektedir. Burada Yüce Uyum Salonu(Taihedian), Merkezi Uyum Salonu(Zhonghedian) ve Uyumu Koruma Salonu(Baohedian) bulunmaktadır.

Yüce Uyum Salonu, Çin’de bulunan en uzun ömürlü ağaç yapıdır ve saraydaki en büyük salondur. Burada altın kaplı direkler ve ejderha motifleri bulunmaktadır. Ming Hanedanlığı döneminde devlet işleri için kullanılırken Qing Hanedanlığı döneminde ise taç giyme törenleri, imparatorluk düğünleri gibi büyük kutlamalar için kullanılmıştır.

Merkezi Uyum Salonu imparatorun törenler öncesi hazırlanması için kullanılmış, Uyumu Koruma Salonu ise imparatorluk sınavlarındaki final aşamaları için kullanılmıştır.

İç Avlu

İç avlu ya da arka saray, imparator ve ailesinin ikamet ettiği kuzey bölümünü içermektedir. Bu bölüme imparator ve ailesi dışında sadece korumalar içeriye alınır.

Yasak Şehir, İmparatorluk Hastanesi ve Ebedi Zafer Malikanesi başta olmak üzere farklı amaçlar için kullanılan birçok saray ve salona sahiptir.

Yüksek Güvenlik

Şehrin etrafında 7,9 metre yüksekliğinde duvarlar, 6 metre derinliğinde ve 52 metre genişliğinde surlar bulunmaktadır. Ayrıca 30-50 metre genişliğinde su kanalları ve sarayın belli bölgelerinde yerin birkaç metre altına kadar uzanan bloklar bulunmaktadır. Bu kanallar ve bloklar yerin altını kazarak saraya girme çabalarını da olanaksız hale getirmektedir. Bu şekilde, sarayın giriş-çıkışlar haricinde girişlerinin engellenmesi amaçlanmıştır.

Kompleksin dört köşesinde gözetleme kuleleri bulunmaktadır. Kuleler, dışarıdan bakıldığında en göze çarpan kısımlardır ve tasarımları sayesinde hayranlık uyandırmaktadır.

Kuzeybatı Gözetleme Kulesi

Saray birçok yeşil alan ve bahçeye sahip olmasına rağmen imparatorun hamamı dışında hiçbir bölgede uzun boylu ağaçlar kullanılmayarak gece vakti ağaçlara gizlenerek sızmaya çalışacak düşmanların da girişleri engellenmiştir.

Güvenlik önemlerinden diğer biri ise, imparatorun istirahat ettiği oda her gün değiştirilerek bu odanın korumalar haricinde kimse tarafından bilinmemesidir. Bu önlemler sayesinde Yasak Şehir’in 500 yılı geçen hükümdarlık döneminde hiçbir imparatora suikast ve ya saldırı düzenlenememiştir.

Yasak Şehir’den Görüntüler

Diğer yazılarımıza buradan ulaşabilirsiniz.

Bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir