İçindekiler

Küp Evler

Küp Evler

Bugünkü yazımızda bahsedeceğimiz yapı, dikkat çekici ve sıra dışı tasarımıyla hafızalara işlenen Küp Evler (Hollandaca: Kubuswoningen). Sözü geçen yapı Hollanda’nın liman kenti Rotterdam’da yer alıyor ve kelimenin tam anlamıyla 45 derece eğim ile konumlandırılmış küplerden oluşuyor.

Rotterdam’da bulunan şaheserlerden sadece biri olsa da, Küp Evler yapıldığı günden bu güne şehrin en ikonik yapısı olma özelliğini halen koruyor ve turistlerin ilgisini çekmeye devam ediyor.

Piet Blom’dan Bir Baştan Yaratış

Bu ilginç yapının tarihi II. Dünya Savaşı’da Rotterdam’ın Oude Haven bölümünün tamamen yıkılmasının ardından tekrar inşa edilmeye başlamasına dayanmaktadır. Rotterdam’ın yeni mimari kimliğini kazanmasında en önemli rollerden birini oynayan Hollandalı mimar Piet Blom, bu kentsel dönüşüm sürecinde “kentsel bir çatı olarak yaşamak” konseptine dayanarak Küp Evler’i tasarlamıştır. Bu tasarım ile birlikte oluşturduğu yapıların bütünü Rotterdam’ın Hollanda’daki en yenilikçi ve yaratıcı şehirlerinin başında olmasını sağlamıştır. Öyle ki; şehrin sokaklarında dolaşırken adeta devasa bir modern mimari müzesi geziyor hissi uyandırmaktadır. Akıl almaz tasarımıyla ise Küp Evler bu mimarinin en dikkat çeken yapısı olmuştur.

Bu eşsiz tasarımın fikir aşamasında, Floransa’da bulunan Ponte Pecchio Köprüsü’nden esinlenilmiştir.

Ponte Vecchio Köprüsü / İtalya, Floransa

Aslına bakılırsa Blom’un bu girişimi ilk olarak 1974 yılında Halmond şehrinde yaptığı test versiyonlarına dayanmaktadır. Bu çalışmanın ardından orijinali olarak bilinen Rotterdam Küp Evleri, 1977 yılında Rotterdam belediye başkanının engelli köprüsü üzerine bir ev tasarım istemesi üzerine hayata geçirilmiştir. Dönemin mekânsal planlamalarından sorumlu politikacı olan Hans Mentink “Rotterdam, içinde bir miktar yaşam varken mimariye ihtiyaç duymaktadır.” diyerek Blom’un girişimlerine destek vermiştir.

Bu duruma oldukça heyecanlanan Blom, motive olmuş bir şekilde projenin büyüklüğünü ve zorluğunu da göze olarak başarılı bir iş çıkarmıştır.

Ünlü mimarın bu girişimlerinin ardından alışılmadık ideallerine taviz vermek istememesinden dolayı hayata geçmiş tasarımları oldukça sınırlıdır ve üretken bir kariyere sahip değildir. İşlevselliğin aksine estetik ve biçimsel kaygıya olan ilgisi, ilerleyen yıllarda Hollandalı diğer tasarımcı ve mimarlara ışık tutarak yenilikçi ve deneysel projelerin yaygınlaşmasını sağlamıştır.

Eşsiz Mimari

Blom, mecazi olarak ağaçlarda yaşama deneyimini gerçekleştirmek isteyerek bu yapıda evlerin her birini bir ağaç, hep birlikteyken ise bir orman olduğu benzetmesini kullanarak tasarlamıştır. Bu fikrin çıkış noktası ünlü mimar Le Corbusier’in şehircilik düşüncesinden bir esinlenmedir. Bu şehircilik düşüncesini ise kentsel toplulukların köyler gibi hissetmesi gerektiğine dayanarak mimariye bir yorum katmıştır.

 “Bir yapının ev olabilmesi için, dışarıdan bakıldığında ev olduğu anlaşılmalıdır.” görüşüne karşı gelerek sıradan denilebilecek bir küp evi 45 derece eğerek bunu altıgen bir pilonun üzerine yerleştirmiştir. Temelinin inşası sırasında Küp Evler, bulunacak olduğu muhitte olan Blaak yeraltı metro tüneli ve yaya köprüsü nedeniyle birçok zorlukla karşılaşmıştır. Planlanan dışında gerçekleşen diğer komplike olaylar, kaldırılamayan tarihi kalıntıların keşfi, geri çekilen müteahhitler gibi sebeplerde ilerleyen süreçte karşılaşılan diğer sorunlardandır. Bunun üzerine, yapılması planlanan ev sayısı 55 iken; yapı 38’i küçük, 2’si süper küp özelliği taşımak üzere 40 tane olacak şekilde 1984 yılında tamamlanmıştır.

Yapıda bulunan küplerden her biri taş yün ile izole edilerek çimento ve ahşap lifli levhalar ile kaplanarak ahşap çerçeveden bir iskele ile yapılmıştır. Küp Evler’in tamamlanışının ardından birçok değişiklik ve düzenleme meydana gelmiştir. 1998 yılında yalıtım kalitesini arttırmak amaçlı orijinal kiremitlere yeni çinko çatılar eklenmiştir.

Süper küp olarak adlandırılan kısımlar yapının iki uç kısmına konumlandırılmıştır. Güneyde bulunanı bir mimarlık okulu olarak geliştirilirken, kuzeyde bulunan ise ticari işlev amaçlı tasarlanmıştır. Fakat tasarlanan küpler hayata geçirilmemiştir.

Birbiri içerisine bağlı bir şekilde bulunan küplerin her biri yaklaşık olarak 100 metrekaredir ve üç seviye yaşam alanına sahiptir. En alt kat; köşeyi çevreleyen küçük bir açık mutfak, tuvalet ve çalışma alanıyla birlikte bir oturma odası olarak adlandırılmaktadır. Orta kat olarak adlandırılan bölüm, iki yatak odası ve bir banyodan oluşmaktadır. En üst kat, her tarafı pencerelerle çevrili olan piramit şekilli ufak bir odadan oluşmaktadır. Eşsiz bir Rotterdam manzarası sunan kat; güneşlenme odası, çocuk odası ya da extra bir yatak odası olabilecek şekilde tasarlanmıştır.

Küplerden bazılarının aralarında bulunan boşluklardan dolayı depolama alanı bulunmaktadır. Bu alan merdiven yapımı amaçlı da kullanılabilmenin yanı sıra bazı bölümlerde ise yürüyüş seviyesinde dükkanlar bulunmaktadır.

2006 yılında küplerin altına satranç taşları müzesi açılırken 2009 yılında ise süper küp olarak adlandırılan bölümler Hollandalı hostel zinciri Stayokay tarafından satın alınarak hostellere dönüştürülmüştür.

Konaklama ve Ulaşım

Ziyaretçilerin bu değişik yapıdaki atmosferi tadarak benzersiz mekânsal hacmi deneyimleyebilmesi adına küp evlerden biri müze olarak halka açılmıştır. Kijk-Kubik Ev (Müze Ev) mobilyalı ve döşenmiş bir şekilde, böylesine eğimli duvarlara sahip olan bir kübik evde yaşama konusunda insanları aydınlatmak amaçlı iç tasarımları yapılmıştır.

Büyük bir liman kenti olan ve iki kez üst üste Dünya kenti olarak seçilen Rotterdam’da, bu eşsiz yapı ve nicelerine ulaşmak için 1 numaralı tramvay, 32 ve 49 numaralı otobüsler ve yazıda da bahsedilen Blaak Metro İstasyonu seçeneklerden bazılarıdır. Elbette bir bisiklet turu yaparak da buraya ulaşmak mümkündür.

Giriş ücretleri

Yetişkin: 3€ / Öğrenci: 2€ / Çocuk: 1,5 €.

Ziyaret Saatleri

Haftanın her günü 11.00 – 17.00

Diğer yazılarımıza ulaşmak için tıklayın.

Bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir