İçindekiler

Dünyanın en çok fotoğraflanan köprüsü olarak bilinen Golden Gate Köprüsü (Türkçe: Altın Kapı Köprüsü), sadece San Francisco’nun değil ABD’nin de uzun yıllardır ikonlarından biri haline gelen bir asma köprüdür. Uzun bir geçmişe sahip olan bu mimarlık ve mühendislik harikası yapı, dünyanın en uzun yedinci asma köprüsü unvanına sahiptir. Bugünkü yazımızda yapının geçmişinden ve temel özelliklerinden bahsedeceğiz.

golden gate

Asla İnşa Edilemez

San Francisco şehrini, kuzey komşuları olan Napa ve Sonoma Valley ile bağlamak amaçlı tasarlanan köprünün yapım fikri 1872 yılına kadar dayanmaktadır. O zamanlar feribotlarla sağlanan ulaşıma bu şekilde bir son verilmek istense de olumsuz hava koşulları ve fazla su akıntısı nedeniyle, fikir 1920’lere kadar bir daha tartışma konusu olmamıştır. Fakat dönemin koşullarında artan yaya ve taşıt trafiğinin feribot seferleri tarafından artık kaldırılamaması, köprünün yapım fikrini bir kez daha tartışma önüne sundurmuştur.

Bir dizi iş dünyası ve sivil lider tarafından projeye karşı bir direniş oluşmuştur. Köprünün denizcilik faaliyetlerini engelleyeceği ve körfezin doğal güzelliğini yok edeceğini düşünmenin yanı sıra 1906’da yaşanan büyük San Francisco Depremi’nden sonra ayakta duramayacağı da iddia edilmiştir.

1930’larda etkisini hala göstermekte olan Büyük Buhran nedeniyle köprü için finansal destek bulmakta oldukça zorlanılmıştır. Kasım 1930’da projenin yapımı için 35 milyon dolarlık bir tahvil ihracına izin verilse de bu yıllarda etkisini güçlü bir şekilde gösteren Büyük Buhran nedeniyle şef mühendis Joseph Baerman Strauss, iki yıl sonra 6 milyon dolarlık tahvil almayı kabul etmiştir ve proje bu şekilde onaylanmıştır.

Köprünün yapımı 5 Ocak 1933’te Strauss’ın önderliğiyle başlatılmıştır. Sürecin zorluğu ve projenin yetersizliği de göz önüne alınarak Charles Alton Ellis’in de içinde bulunduğu bir mühendis ekibi oluşturularak çalışmalara bu şekilde devam edilmiştir.

İlk köprü desteğinin inşası, 1100 metrelik bir sehpa ile uzanan dalgıçların 90 fit derinliğe dalarak kayaları patlatmak ve kalıntıları gidermesi ile başlamıştır. Sehpa, 1933’ün ağustosunda güçlü bir fırtına sırasında bir geminin çarpmasıyla hasar görerek inşaatın beş ay geriye çekmesine neden olmuştur.

Golden Gate Açılış Günü

Köprünün toplam ağırlığı 887 tondur ve sonuncusu som altından oluşan 600 bin perçin sayesinde kuleler ve kirişlerin putrelleri bir arada durmaktadır.

‘Güçlü Bir Görev Yapıldı’

Dönemin koşullarındaki rüzgâr, duman ve sise karşı verilen 4 yıllık mücadelenin ardından Golden Gate, 27 Mayıs 1937 tarihinde açılmıştır. Açılış ABD başkanı Franklin D. Roosevelt’in izniyle ve yaklaşık 200 bin kişilik katılımla, geleneksel kurdele yönteminin yanı sıra bir zincir kesilerek yapılmıştır.

Açılışa özel olarak mühendis Strauss, ‘güçlü bir görev yapıldı’ adlı bir şiir yazmıştır.

Half Way to Hell Club (Cehennemin Yarı Yolu Kulübü)

Golden Gate Güvenlik Ağı

Mürettebat, demir işçisi ve çimento karıştırıcısı gibi görevler alarak sabit bir ücret kazanmak için birçok işsiz sıraya girmiştir ve tehlikeli koşullara rağmen bu işi istemişlerdir.

İnşaat sırasında köprünün tabanına bir güvenlik ağı asılmıştır. Bu ağ, 19 işçinin boğazı boylamasını engellemiştir. Hayatta kalan işçiler ‘cehennemin yarı yolu kulübü’nde olduklarını dile getirerek bu şekilde tanınmışlardır.

Bu tür güvenlik önlemlerine rağmen 1937’nin şubat ayında güvenlik ağı düşen bir inşaat iskelesini taşıyamamıştır ve projenin neredeyse lekesiz olan güvenlik sicili, 11 kişinin iskeleyle birlikte düşerek hayatını kaybetmesiyle sonlanmıştır.

Yapım aşamasındayken tahmin edilenden dört kat daha sağlam olan köprü, 1989 yılında yaşanan 6,9 büyüklüğündeki Loma Prieta Depremi’nde de hiçbir hasar almayarak bunu gözler önüne sermiştir.

Dünyanın En Uzun Asma Köprüsü

Golden Gate, açıldığı yıl 1937’den itibaren 1964 yılına kadar 2,7 metre kilometre uzunluğu ve 227 metre yüksekliğiyle ‘Dünyanın en uzun asma köprüsü’ unvanını elinde bulundurmuştur. 1964 yılında tamamlanan New York’taki Verrazona-Narrows Köprüsü bu unvanı elinden almıştır.

Fakat 4,200 metrelik ana açıklığı, 1981 yılına kadar bir asma köprü için en fazla uzunluk olarak kabul edilmiştir. 746 metrelik kuleleri ise 1993 yılına kadar Golden Gate’i her türden en yüksek köprü yapmıştır. Yapı 84 yıl öncesinde yapılmış olmasına rağmen günümüzde dünyanın en uzun yedinci asma köprüsüdür.

1994 yılında Amerikan İnşaat Mühendisleri Derneği tarafından ABD’nin yedi inşaat mühendisliği harikasından biri seçilmiştir.

Golden Gate Sarı/Siyah Şeritli Olsaydı

Uluslararası Turuncu

Köprüye ait ilk tasarımlarda griye boyanması düşünülürken ABD donanması, köprünün gemilerden kolay bir şekilde seçilebilmesi için sarı ve siyah çizgili olmasını istemiştir. Fakat çelik astarları yanmış bir kırmızı tonunda gören mimar Edwin Morrow, rengin hem göze oldukça dikkat çekici göründüğünü düşünmüş hem de gökyüzü ve deniz arasında kendini uyumlu bir şekilde ortaya koyabileceğini düşünmüştür.

Günümüzde köprüde gördüğümüz ve resmi olarak ‘uluslararası turuncu’ olarak bilinen renk, karayolları ikaz işaretlerinde de kullanılmaktadır.

1930’larda Morrow, çelik yapıyı korozyondan korumak için kurşun bazlı bir boya kullanmıştır. İlerleyen yıllarda boyanın zararları da fark edilerek büyük bir temizleme işlemi başlatılmıştır. 1965-1995 yılları arasında süren bu 30 yıllık çalışma sonrası yapı çinko bazlı bir astar boyayla tekrar boyanmıştır. Boyanın düzenli bir şekilde yenilenmesi, köprünün başlıca bakımlarından biridir. Günümüzde bunun için çalışmakta olan 38 işçi bulunmaktadır ve her yıl boyanın aşınan yerlerini onarmak için görevlendirilmiştir.

Köprünün Adı

Golden Gate, adını San Francisco Körfezi’ne açılan uzun boğazdan almaktadır. Bu ad, 1846 yılında Kaliforniya’da yaşanan altına saldırı zamanında Kaptan John C. Fremont tarafından verilmiştir. İstanbul’da bulunan Chrysoceras/ Golden Horn(Altın Boynuz) adlı Haliç’i hatırlattığı düşüncesi bu ismin ortaya çıkmasını sağlamıştır.

Diğer yazılarımız için tıklayın.

Bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir