Ahmet Afif Paşa Yalısı

Ahmet Afif Paşa Yalısı, İstanbul Rumeli yakasında Köybaşı Caddesi üzerinde bulunan 4 katlı bir yalıdır. 1900-1910 yılları arasında Birinci Ahmet Ferik Paşa tarafından mimar Alexandre Vallaury’e yaptırılan yapı, ismini ikinci sahibi olan Ahmet Afif Paşa’dan almıştır. İstanbul’un en pahalı ikinci yalısı olan Ahmet Afif Paşa Yalısı’nın arkasında ise bir koru ve korunun içinde de yalının bir parçası olarak inşa edilmiş Ahmet Afif Paşa Köşkü yer almaktadır. 

Yalının Geçmişi

Ahmet Afif Paşa Yalısı, günümüzdeki halinden daha sade görünümlü bir yapı olarak inşa edilmiştir. Yalının ilk sahibi olan Ferendiz Hanım’ın yalıyı Ahmet Afif Paşa’ya satmasından sonra bu yalı yıktırılmış, mimar Alexandre Vallaury’e şu anki bina yaptırılmıştır. Daha sonraları, satışa çıkan yalı Pera Palas otelinin sahibi iş adamı Misbah Muhayyeş tarafından satın alınmıştır. Misbah Muhayyeş’in ölümünün ardından oğlu Cemil Muhayyeş’e kalan ve bakımsızlıktan harap olan yalıyı 1983’te Kemal Uzan satın almıştır. Bu tarihten sonra yalının içi ve dışı yenilenmiştir.

Uzanlar’a satılmasından sonra İstanbul’un en pahalı ikinci yalısı olarak bilinen yalıya, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından Uzan grubunun İmar Bankası borçlarına karşılık el konulmuştur; 2004’ten itibaren defalarca satışa çıkan yalı uzun süre alıcı bulamamıştır. 2009 yılında yeniden satışa çıktığında ihaleyi 58 milyon liralık teklifiyle Suzan Sabancı Dinçer kazanmıştır. Yalının günümüzdeki sahibi Suzan Sabancı Dinçer’dir. Yalının arkasındaki koruda Afif Paşa Mehtabiye Köşkü’nün de içinde bulunduğu arazi ise Fiba Holding’e aittir.

Bu ünlü ve gösterişli yalı, aynı zamanda birçok film ve diziye set olarak kiralanmış, oldukça medyatik bir yapı olarak sürekli gündemde kalmıştır. 1926-1932 yılları arasında İstanbul’a defalarca gelen ve her geldiğinde Pera Palas Oteli’nde kalan meşhur dedektif romanları yazarı Agahta Christie, otelin sahibi olan Misbah Muhayyeş’in misafiri olarak da bu yalıda kalmıştır. “Orient Expres’te Cinayet” adlı romanını yazmak için İstanbul’a geldiğinde Ahmet Afif Paşa Yalısı’nda bir süre konaklamıştır. Bunlara ek olarak TRT’de yayınlanan ilk yerli dizi olan Aşk-ı Memnu, Halit Refiğ tarafından Afif Paşa Yalısı’nda çekilmiştir.

Ahmet Afif Paşa Yalısı

Yalının Mimari Yapısı

Cihannüma kuleleriyle tanınan ve İstanbul’un en gözde özel mülklerinden biri olan Ahmet Afif Paşa Yalısı, büyüleyici mimari yapısıyla adından sıkça söz ettiren ve görülmesi gereken boğaz güzelliklerindendir.

Ahmet Afif Paşa yalısı, alışılagelmiş boğaz yalısı anlayışından oldukça farklı bir mimariye sahiptir. Harem ve selamlığı aynı çatı altında bulunduran yalıda doğu ve batı mimarilerinin unsurlarından olan soğan başlı kubbeler ve dalgalanan saçaklar bir arada kullanılarak dış cephede bir doğu-batı sentezi oluşturulmuştur. Yalı, zemin üzerinde servis (kagir) katı ile birlikte beş katlı bir bina olarak inşa edilmiştir ve 22 odası bulunmaktadır. Yalının girişleri sağ ve sol yan cephelerinde üç kollu merdivenler ile sağlanmıştır. Kara tarafı cephesinde ise yalnızca servis merdivenlerine açılan servis girişleri bulunmaktadır. Yalının planı denize dik bir eksene göre simetrik olarak inşa edilmiştir. Bu nedenle deniz cephesi dar, kara cepheleri daha geniş olup yalının her odasından denizin görülmesi sağlanmıştır.

Yalının ana merdiveni yalnızca iki katı birbirine bağlamaktadır. Deniz cephesindeki köşe odaları 45 derecelik küçük çıkmalar halinde denize yönelmiştir. Bu yöneliş yalı mimarisinde tek bir örnek olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca bu çıkmalar kuleler şeklinde daha belirginleştirilmiştir. Mimari düzeninde dengeyi sağlayabilmek için de yalının kara tarafındaki iki köşesine de soğan kubbeli iki kule daha eklenmiştir.

Yalının deniz cephesi;  ince uzun pencereleri, pencereler ile katlar arasındaki boşlukları dolduran mimari dekorasyon ile hareketli bir görünüm kazanmıştır. Ayrıca ahşap panolar da onları tamamlamıştır. Burda Mimar Vallaury, üç açıklıklı mimari öğelere de yer vermiştir.

İç mekanlarda ise birinci ve ikinci katlardaki tavanlar muşamba üzerine alçı ve altın varaklı kalem işleri ile bezemeler yapılmıştır. Yan duvarlarda sistematik şekilde panolar halinde kalem işlerine yer verilmiştir. Kara cephesindeki odaların tavan göbeklerinde ise ağırlık rokoko üslubundadır.

Bizimle iletişime geçin

Diğer yazılarımız için tıklayın.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir