Hassan Fathy, 23 Mart 1900’de İskenderiye’de varlıklı bir ailede dünyaya gelmiş. Günümüzde Kahire Üniversitesi olarak bilinen Kral Fuad Üniversitesi’nde mimarlık eğitimi alan sanatçı, öğrenciler arasında çizim yeteneği sayesinde öne çıkmış. 1926’da mezun olduktan sonra mühendis olarak çalışan Fathy; 1930’da Güzel Sanatlar Fakültesi’ne öğretim görevlisi olarak atanmış. Henüz kariyerinin başlarında iken; estetik niteliklerini kavramak, ekonomik inşaat teknikleri, iklim kontrolü hakkında insanlara neler öğretebileceklerini anlamak ve tüm bunları çağdaş kullanıma sokmanın yollarını bulmak için Mısır‘ın sanayi öncesi bina sistemlerini incelemeye başlamış.

Hassan Fathy
Hassan Fathy

Fathy, çalışmaları ve gözlemleri sonucunda amaçlarını gerçekleştirebileceği iki fikre ulaşmış. Bunlardan birincisi; iki katlı holleri, müşrefiyeleri (cumba benzeri, vitray ile zenginleştirilmiş oyma ahşap kafeslerle çevrili bir tür çıkıntılı oriel penceresi) ve avluları ile ustalıkla gölgelenen, havalandırılan Memlük ve Osmanlı Kahire’sinin iklim açısından verimli evleri. İkincisi ise kalıpsız inşa edilmiş eğimli kemerler ve tonozlar, kare odalar üzerine inşa edilmiş sürekli bir spiralden oluşan tonoz bingi üzerindeki kubbeler, yarı kubbeli apsisler ve diğer ilgili formlardan oluşuyor.

Hassanein Bey Türbesi plan ve görünüş çizimleri. Türbe tasarımında; Fathy’nin avlu ve kubbe gibi kullandığı mimari unsurlar gelenekselciliğini yansıtıyor.

İlk kerpiç binalarını 1930’larda tasarlamaya başlayan Fathy; yerli Mısır mimarisindeki evlerde ışık ve havalandırmayı en üst düzeye çıkarmayı hedefleyerek mimarinin çevresel faktörler ile ilişkisini inceliyor ve tasarımlarında yerel mimari detayların farkındalığını ortaya koyuyor.

Onları oluşturan bina geleneklerinin ortadan kalkması nedeniyle Kahire’nin kentsel konut şekilleri, Fathy için sürdürülebilir bir kaynak değildi. Buna karşılık antik kerpiç uygulamaları hala kırsalda yaşayan ustalar sayesinde devam ediyordu. Kerpiç inşaatının devam eden yaşayabilirliği ile fakirlerin kendilerine ev ihtiyacını bir araya getiren mimar; fakirler için kolay inşaatı ortaya çıkarıyor. Fathy; Yeni Gourna Köyü’nün inşası sırasında, tasarımlarını ihtiyaçlarına göre uyarlayabilmeleri için insanlara kerpiçle nasıl çalışılacağını öğretmiş, binaların yapım sürecini denetlemiş ve eski dekoratif tekniklerin canlanmasını teşvik etmiş.

Yeni Gourna Köyü (1948). Köyün inşaatından yirmi yıl sonra yayınlanan “Yoksullar İçin Mimari” adlı kitabının da etkisiyle Fathy’nin uluslararası alanda da en iyi bilinen projesi olarak görülüyor.

Mısırlı mimar; 1945 yılında, Eski Eserler Dairesi tarafından, sosyo ekonomik meselelerle beslenen en ikonik projesi kabul edilen Luksor’daki Yeni Gourna köyünü tasarlaması için görevlendirilmiş. Yeni Gourma köyü planlamaları sırasında; kerpiç tuğla, kapalı avlu ve kubbeli, tonozlu çatı kaplama gibi Mısır mimarisine ait özellikleri kullanması; yerel, geleneksel mimarı konusundaki disiplinini açıkça gözler önüne seriyor. Mimarlığın insanlar için olduğuna inanan Fathy; her evi, içinde yaşayan ailenin ihtiyaçlarına göre tasarlamış. Yeni Gourna köyü, 1947’de önce popüler bir İngiliz haftalık dergide ve kısa bir süre sonra bir İngiliz profesyonel dergisinde alkış toplamış; ardından İspanyolca, Fransızca ve Felemenkçe olarak yayımlanması ile de Avrupa’da ses getirmiş.

Yeni Gourna Köyü (1948)

Her ne kadar çeşitli sorunlar nedeniyle tamamlanamamış olsa da Yeni Gourna Köyü; Fathy’nin ürettiği ilhamı gösteren, düşüncesini, deneyimini ve ruhunu yansıtan büyük bir uluslararası kaynak. Yeni Gourna ve Hassan Fathy, 1980’de Ağa Khan Mimarlık Ödülü’nü ve 1984’te Uluslararası Mimarlar Birliği Altın Madalyası’nı kazandı.

Fathy; 1949-1952 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Binaları Daire Başkanlığı’na atandı ve 1953’ten 50’lerin sonuna kadar da Kahire Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Mimarlık Bölümü Başkanlığı görevini yerine getirdi. Devlet Ödülleri’ne sahip olsa da dönemin mimarlık okullarında üstün olan modernist eğilimlerden uzak durarak daha zıt bir çerçevede yer alıyordu. 1959’da Yunanistan’daki Doxiadis Associates ile çalışmak üzere Mısır’dan ayrılan Fathy; sonraki yıllarda Mısır’a dönerek uzun kariyerini devam ettirmiş olsa da kararlılıkla sadık kaldığı vizyonu sebebiyle akranları tarafından her geçen gün marjinalleştirilmiş.

Mısırlı mimar, Mısır’a döndükten sonra Salahdin Kalesi yakınında Darb al-Labbana Sokağı’ndaki evinin kapısını herkese açmış ve açık söyleşiler düzenlemiş. Bu söyleşilerde Fathy’den ilham alan birçok mimar daha sonraki süreçte çeşitli kuruluşlarla dünya çapında Fathy düşüncesini devam ettiren yerel projeler gerçekleştirmiş.

Mimarın Mısır’da kendisi için tasarladığı Fathy Evi (1971). Yapıda tipolojileri ve geleneksel formlarla diğer kültürlerden gelen etkileri birleştirmiş ve kendi stiline dönüştürmüş. Fathy’nin tarzının küçük bir özeti niteliğinde.

Hassan Fathy’nin yoksullar için mimarlık düşüncesinden hareketle yerelde bir gelenek oluşturma hedefi ile John Norton ve Allan Cain, Gelişme İşliği’ni (DW Develoment Workshop); Hugo Houben, Toprak Araştırma ve İnşa Merkezi’ni (CRATerre); Jak Vauthrin, Afrika için Kentsel ve Mimarlık Birliği’ni (ADAUA) kurmuş.

Chicago Üniversitesi’nin, 1973’te “Architecture for the Poor” (Yoksullar için Mimari) kitabını yayınlanmasıyla Hassan Fathy’nin çalışmalarına uluslararası alanda ilgi artmış. Bunun üzerine yeni doğmakta olan Ağa Khan Mimarlık Ödülü Yönetim Kurulu’nda hizmet vermeye başlayan Hassan Fathy; 1981 yılında mimari yaklaşımını geliştirmek ve uygulamak için Kahire’de Uluslararası Uygun Teknoloji Enstitüsü’nü kurmuş.

Mısırlı mimar, Birleşmiş Milletler ve Ağa Han Vakfı ile istişare etmiş ve fikirlerine alıcı kitleler bulan uluslararası ve Arap konferanslarında yer almış. Fathy, çok sayıda büyük çaplı işe imza atmamış olsa da sahip olduğu fikirlerle uluslararası üne kavuşmuş. Fathy, New Mexico’da bir eğitim merkezi olan Dar al-Islam için kerpiçle inşa edilmiş bir cami ve medrese asarlamış. Ana binaları 1981’de tamamlan Dar al-Islam 1982’de açılmış. Kırsal kesimde yer alan eserlerinin kitlelere ulaşamaması ve tasarladığı köylerin kullanıcılar tarafından rağbet görmemesi sebebiyle, günümüzde Fathy; mimari eserlerinden önce mimari duruşuyla anılıyor ancak ilerleyen süreçte Kahireli birçok seçkin kişi için Fathy’ye ev yaptırmak bir statü ifade ediyor.

Hassan Fathy’nin Mimarlık Tarihi Açısından Önemli Olan Tasarımları

Kallini Evi (1937), Sidi Krier’de bir ev (1971), Fuad Riad Evi (1967) , Ezbet Al Basry (1942), Yeni Gurna Köyü (1948), Lu’luat Al-Sahra (1950), Ministerli Evi (1950), Stopplare Evi (1950), Seramik Fabrikası (1950), Hamid Said Evi (1954), Harraniya Köyü Projesi (1957), Fares’te bir Okul (1957), Yeni Bariz Köyü (1967), Dareyya Prototip Köyü (1975), Dar-ul İslam (1981), Sakar Yolu Evleri (1967-80).

Sonuç olarak günümüzde de Hassan Fathy’nin entelektüel katkılarını değerlendirmek kolay bir iş değil. En önemli mirası, savunduğu hümanizm ve Üçüncü Dünya’da, Müslüman dünyasında Mısır özelinde mimarinin öz imajına verdiği destek oluyor. Yıllar boyunca dikkat çekici bir netlik, cesaret ve tutarlılıkla, hedeflerini ve mimarisinin taşıdığı izleri topluluklara açıklamaya devam etmiş.

Hassan Fathy, tüm bu mimarlık fikirlerini, tartışmalarını ve modernizme karşı geliştirdiği duruşunu geride bırakarak 1989 yılında Kahire’de vefat etmiş.

Tüm yazılarımız için tıklayın

Bizimle iletişime geçin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir