İçindekiler

Petra Antik Kenti’nin fotoğraflarını gördüğüm an “Kesinlikle bu kent hakkında bir yazı yazmalıyım.” dedim kendi kendime. Şimdi ise sizler için araştırmış olduğum bu kentin sırlarına geçmeden önce antik dönemlerin atmosferine kendinizi kaptırmayı ve birkaç dakikalığına da olsa dünyadan soyutlanmayı seviyorsanız yazıya başlamadan “oynat” butonuna basmayı ihmal etmeyin.

UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne adını altın harflerle kazıyan ve görenleri kendine hayran bırakan Petra Antik Kenti, Arap Yarımadası sınırları içerisinde yer alan Ürdün’de bulunmaktadır. Burası, aynı zamanda “dünyanın yedi yeni harikası” ndan birisidir. 9000 yıllık olduğu düşünülen tarihi dolayısıyla o dönem insanının nasıl bu kadar kusursuz taş işçiliği çıkardığı sorusu bizlerin kafasını kurcalamıyor değil doğrusu. Keşke bir zaman makinesi icat edilse de kentin yapılış sürecine ve orada yaşanan tüm tarihi olaylara tanıklık edebilsek.

Ürdün

1812 yılında, asırlar sonra, 22 yaşındaki İsviçreli kaşif Johann Burckhardt tarafından tesadüfi bir şekilde keşfedilen Petra, bazı konularda gizemini korumaya devam ediyor. Ama “Taş” anlamına gelen Petra kelimesinin bu kente adını vermesi bizleri şaşırtmıyor. Burası taşların renginden dolayı “gül şehri” olarak da bilinmekte. Aynı zamanda kentin bulunduğu yüzeyin yapı bakımından Dünya üstünde marsa en çok benzeyen yüzeylerden birisi olduğu söylentilerine değinmeden geçemeyeceğim.

petra antik kenti

Petra’nın Kayıplara Karışması

Bulunduğu konum dolayısıyla önemli ticaret yıllarıyla bağlantısı olan kente o dönemlerde su kemerleri inşa edildi ve suya erişim bulunduğu çevreye kıyasla oldukça kolaydı. Petra’nın yakınında vadi gibi çeşitli su kaynakları, ekilebilir topraklar, bağlar ve bahçeler bulunmaktaydı. Bu açıdan Petra bulunmaz hint kumaşıydı.

Yunanlıların saldırılarına boyun eğmeyen Petralılar, ilerleyen dönemde Romalıların şehri istila etmesi sonucu, Roma egemenliği altına girmek durumunda kaldılar. Romalıların hüküm sürdüğü dönemde hali hazırda bulunan antik tiyatro büyütüldü, şehre başka yapılar eklendi.

İlerleyen süreçte yaşanan bir deprem faciası, şehrin büyük bölümünde onarılamaz hasarlara yol açtı. Romalıların bu kente veda etme vakitleri gelip çatmıştı.

Romalıların şehri terk etmesi üzerine Bizans halkı şehre yerleşerek birkaç yüzyıl hüküm sürdü. Daha sonra yine terk edilşmiş bir vaziyette keşfedilmeyi beklerken önce Emeviler’e daha sonra ise Abbasiler’e ev sahipliği yaptı.İlerleyen süreçte depremler, mekonomik sıkıntılar ve göçler dolayısıyla asırlar boyunca kayıplara karıştı.

Kazı çalışmaları devam etmekte ve kentin büyük bir kısmı hala keşfedilmeyi bekliyor.

Petra Antik Kenti’nin Dini Önemi

Öncelikle Mekke kelimesinin kutsal kitapta sadece bir defa kullanılmış olduğunu belirtmek istiyorum.

 O, Mekke’nin göbeğinde, sizi onlara karşı üstün kıldıktan sonra, onların ellerini sizden, sizin ellerinizi onlardan çekendir. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görmektedir. 

Kur’an-ı Kerim, Fetih Suresi 24. Ayet

Petra, zamanında göçebe bir topluluk olan Nebatiler’e başkentlik yapmıştır. Akabe Körfezi ile Lut Gölü arasında kalan bu kent, bazı araştırmalara göre İslam Dini’nin asıl merkezi ve ilk kabe olarak kabul edilmektedir. Doğruluğu konusunda emin olmasak da bu kısımdan sonraki bilgilere ulaştığımda ben epeyce şaşırmıştım. Bakalım bu bilgiler sizlere de ilginç gelecek mi? Gelin sizlerle birlikte bu araştırmacıların bulgularını inceleyelim.

Kıble Rivayeti

Ortak Buluşma Noktası, Petra

Eski bir teoriye göre şehrin arapça adı Bakka veya Bekke’dir ve Kur’an-ı Kerim’de bahsedilen yerin aslında Petra olabileceği söylenmektedir. Bu teorinin ortaya çıkışını sağlayan araştırmalardan birisi çok ilginçtir: 800 yılına kadar yapılmış olan ve orijinalliğini koruyan tüm camilerin kıblelerinin Mekke veya Kabe’ye değil de Petra’ya bakması.

Bahsi geçen yerlerden bazıları:

Ayrıca bu araştırma sonuçlarına göre bu durum sadece camiler için geçerli değil. Çok eskilerden kalan kilise ve sinagog gibi dini yapılar da Petra’ya dönük olacak şekilde inşa edilmiştir. Bazı camilerin kıbleleri bu araştırmalar sonucu değiştirilerek Kabe’ye çevrilmiştir. Bazı camiler ise yıkılıp tekrar inşa edilmiştir.

Fakat bazı tarihçiler ise dönemin matematik hesaplamalarının yanlış yapılmış olabileceğini ve bu sapmaların oldukça doğal olduğunu söylemekteler.

Fil Olayı Söylentileri

Ayrıca Kur’an da geçen fil vakasında Hz. Muhammed’in doğumundan 52 gün önce Kabe’yi yıkmak için Mekke’ye filleriyle birlikte bir ordunun geldiğinden ve bu ordunun Ebabil Kuşları aracılığıyla Allah tarafından durdurulduğu belirtilmektedir. “Evet, ne olmuş yani?” dediğinizi duyar gibiyim.

Normal şartlarda günde yaklaşık 300 litre su tüketmesi gereken bu hayvanların Mekke gibi kurak topraklara götürülmeye çalışılması kulağa ilginç geliyor doğrusu. Arkeologlara göre ise Mekke civarında fillere dair bir iz yok. Ayrıca Hz. Ayşe’nin Mekke’yi su kaynakları ve ağaçlık alanlara sahip bir yer olarak betimlemesi gibi Mekke ile uyuşmayan pek çok örnek bulunmakta.

Petra’nın yeterli su kaynağına sahip olması ve aynı zamanda kentin belirli bölgelerinde karşımıza çıkan fil figürleri kafalarda soru işaretleri bırakıyor. Arkeolojik bulgular, Petra’nın “Mekke Tanımları” na Mekke’den daha çok uyuştuğu yönünde.

Bazı din adamları ve tarihçiler ise bu verilerin ve söylenenlerin zorlama olduğunu, iddiaların doğruluk payı dahi olmadığını savunmaktalar.

Eğer bu söyentiler doğruysa, bir zamanlar kıblelerin Petra’ya dönük olması ve fil figürleri sizce birer tesadüften ibaret olabilir mi?

El Hazne Tapınağı

Petra Antik Kenti deyince akla gelen ilk nokta çoğu kişi için şüphesiz El Hazne Tapınağıdır. Tapınağın bir kral mezarı olduğu ve içerisinde bir hazinenin saklı olduğu düşünülmekte.

Kente en son inşa edilen yapılardan birisi El Hazne Tapınağı. Ayrıca kendisi Roma Mimarisi çizgilerine sahip.

El Deir Manastırı

İlk olarak Nebati mezarı olarak inşa edilen ve El Hazne’yi andıran bu yapının içerisinde bulunan haç sembollerinden dolayı kilise olarak da kullanılmış olduğu düşünülmekte.

Indiana Jones ve Petra Antik Kenti

Indiana Jones, Son Macera

Petra; birçok oyun, film ve dizide karşımıza çıkmaktadır. Bunun en bilindik örneği ise Indiana Jones: Son Macera’dır. Petra, filmin final sahnesine ev sahipliği yapmıştır.

Dan Gibson’ın Petra İddiaları

Eğer bu antik kent sizde merak uyandırdıysa Dan Gibson’ın araştırmalarını ve şahsi görüşlerini sunduğu bu belgesel ilginizi çekebilir:

Bizimle iletişime geçin.

Diğer yazılarımıza buradan ulaşabilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir