İçindekiler

fallingwater
Fallingwater

Fallingwater veya Kaufmann Evi olarak bilinen ve ABD’nin en ünlü konutlarından biri olan ev, adını sahibi ve müşterisi olan Amerikalı mağaza sahibi Edgar J. Kaufmann’dan almıştır. Modern Mimarlık Tarihi’nin en önemli temsilcilerinden Frank Lloyd Wright’ın tasarımı olan ev, modern zaman konutlarının ve organik mimarinin başyapıtlarından biri olarak görülüyor.

Yapılış Hikayesi

Fallingwater, Amerika Birleşik Devletleri’nin Pittsburgh şehri yakınlarında doğa ile iç içe bir bölge olan Mill Run’da yer alıyor. Bear Run Irmağı üzerindeki bir şelalenin tam üstüne inşa edilmiş olan ev, organik mimarinin ilk örneklerinden. ”Fallingwater” ismi Frank Lloyd Wright tarafından verilmiştir ancak “Kaufmann Evi” olarak, sahiplerinin ismiyle de anılıyor.

Kaufmann Ailesi

Fallingwater’ın yapılış öyküsünün merkezinde Kaufmann ailesi yer alıyor. Liliane, Edgar ve oğulları Edgar Jr. 3 kişilik bir aile ve erkek giyim perakendecesi olan Kaufmann’lar, 1930’lu yıllarda bir alışveriş merkezinin sahipleriydiler. Aile, Pittsburgh’ta yaşıyordu ve oldukça zengindi.

Edgar Kaufmann, ırmak kenarında bulunan arazide çalışanlarının aileleriyle tatil yapabilmelerini ve dinlenebilmelerini sağlamak için yaz kampları düzenlemek istedi. Kamp, çalışanların kalabileceği küçük kulüplerden oluşuyordu. Ancak o yıllarda Amerikan ekonomisinde yaşanan büyük değişim, birçok insanın yaşamını zorlaştırmıştı. Dolayısıyla çalışanların tatil yapabilecek zamanları ve maddi durumları yoktu. Bu durumda, Kauffman Ailesi, araziye kendileri için bir tatil evi inşa ettirmek istediler ve bu iş için uygun bir mimar arayışına girdiler.

O yıllarda oğulları, Frank Lloyd Wright’ın açmış olduğu mimarlık okuluna gitmekteydi. Oğullarının mimariye olan ilgisi Kaufmann çiftinin mimariye olan ilgisini arttırdı ve imkanlarını bu ilgi doğrultusunda kullanma yolunu seçtiler. Frank Llyod’un kendileri gibi doğa sever olduğunu bilen Kaufmannlar, hiç düşünmeden tatil evlerinin tasarımını Frank Lloyd’un yapması gerektiğine karar verdiler. Aile, 1935 yılında tatil evlerinin yapımı için Frank Lloyd ile anlaştı.

Fallingwater’ın Hikayesi

Wright bu yapıda, o zamanlar daha çok kamu binalarında kullanılan uluslararası stili doğanın içinde yer alan özel bir konut yapısına uygulamıştır. Bu özel konut organik mimari örneklerindendir.

Ev bir şelalenin üzerinde yer almaktadır, ısınma ve dekor görevi gören şömineler arsada mevcut olan kayalardan oluşmaktadır. Bazı kaya parçaları arsada bulundukları yerde bırakılmıştır ve bu kaya parçalarının döşemeden çıktığı görülmektedir. Aslında Wright bu kayalara döşemeyi taşıtmak istemiştir fakat bu bölge Kaufmannların güneşlenmek için favori yerlerindendir bu nedenle kayalar oldukları gibi kalmışlardır.

Sesi yapının her yerinden duyulabilen şelale, yakın çevre ve mevcut arsadan çıkan taşlardan oluşturulmuş taş duvarlar ve teraslar bir uyum sağlayarak Wright’ın “Organik Mimari” anlayışını ortaya çıkarmaktadır.

Tasarım, büyük pencereler ve balkonlarla doğaya olan yakınlığı vurgulamaktadır. Şelale, sesi evin her yerinde duyulmasına rağmen sadece dışarıya çıkıldığı zaman görülmektedir. Şelaleyi görmek için dışarıya çıkmak amacıyla oturma odasından su seviyesine kadar inen bir merdiven inşa edilmiştir. Binanın karmaşık yatay tabakalaşması, terasın açık renk beton korkuluğu ve öne çıkan çatı ile vurgulanmıştır ve doğal taşlardan oluşan küpün etrafında gruplanmıştır. Fakat yine de kesintiye uğrar ve bölünmüşlük hissi verir.

Ana binanın üst kısmındaki yamaçta, kapalı bir merdiven ile bağlantısı olan ana yapı ile aynı kalitede ve özenle inşa edilmiş bir garaj, personel için bir daire ve bir konuk evi yer almaktadır.

Fallingwater Artık Bir Müze

Edgar Jr. 1963 yılında Fallingwater’ı ailesinin anısına Batı Pensilvanya Doğa Koruma Kurumu’na devretmiştir. Tatil evi, bir dizi restorasyondan geçmiş ve güçlendirilmiştir. 1964 yılından bu yana mobilyalarıyla, sanat eserleriyle ve eşsiz mimarisi ile müze olarak dünyanın her tarafından gelen ziyaretçileri ağırlıyor.

Değerine Değer Katan Ödüller ve Listeler

•1938 yılında Time Magazine’in Ocak sayısının kapağında yer aldı.

•Smithsonian’ın 28 yeri içeren “Ölmeden Önce Görülmesi Gereken Yerler” listesinde yer aldı.

•1966 yılında “Ulusal Tarihi Yerler” arasında ilan edildi.

•1991’de Amerikan Mimarlar Enstitüsü’nün üyeleri tarafından “Amerikan Mimarisi’nin En İyi Eseri” seçildi.

•2007’de Amerikan Mimarlar Enstitüsü AIA’in “En Sevilen Mimari Yapılar” listesinde 29. sırada yer aldı.

Tüm yazılarımız için buraya tıklayınız.

Bizimle iletişime geçin!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir