İçindekiler

Antik Yunan Mimarisi Tarihi

Tarihçiler, eski Yunan medeniyetini iki dönemde incelemişlerdir. MÖ 900’den MÖ 323’deki Büyük İskender’in ölümüne kadar olan dönemi “Helen Dönemi”, MÖ 323’dan MS 30’a kadar olan dönemi ise “Helenistik Dönem” olarak adlandırmışlardır. Helen döneminde, önemli mimari eserler MÖ 600 civarında ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu dönemde ortaya çıkan mimari eserler son iki bin yılın mimarisini etkilemiştir ve aynı zamanda Antik Yunan Mimarisi, Roma mimarisini ve mimarlarını derinden etkilemiştir, öyle ki Roma İmparatorluğu mimarisi birçok Yunan unsurunu kendi uygulamasında benimsemiş ve dahil etmiştir. Antik Yunan Mimarisi, Yunan ana karası, Mora, Ege Adaları ve Anadolu ve İtalya’da yaşayan Helen halkı sayesinde ve özgün bir mimari sanat olmasından dolayı büyük bir coğrafyaya yayılmıştır. Günümüzde farklı ülkelerin topraklarında Antik Yunan Mimarisi eserlerini görmek mümkündür. 

Antik Yunan Mimarisi Düzenleri

Antik Yunan Mimarisi mimarları, genel olarak Yunan sanatının  işçiliğinin hassasiyeti ve mükemmelliği için çabalamışlardır. MÖ 7. yüzyıldan itibaren tapınaklar taştan yapılmaya başlanmış ve bunların biçimi, süslemesi, planı belirli kurallara bağlanmıştır. Antik Yunan Mimarisi üç ana düzen olan Dor, İyon ve Korinte dayanır. Roma döneminde İyon ve Korint düzenin bir araya getirilmesiyle Kompozit düzen meydana gelmiştir. Bu düzenlerin ortaya çıkması, Batı Mimarisi’nde derin bir etki bırakmıştır.

Dor Düzeni 

Düzenler ortasında ilk olarak ortaya çıkan ve en sade olan Dor Düzenidir (Dorik Düzen olarak da adlandırılabilir). Genellikle MÖ 7. ve 5. yıllar arasında kullanılmıştır. Yunanistan, Güney İtalya, Sicilya ve Anadolu’daki tapınaklarda görülmektedir. Antik Yunan Mimarisi düzenlerini birbirinden ayıran en önemli fark sütunlarıdır. Dorik sütun diğerlerine göre daha basık ve tıknazdır. Sütunların gövdeleri ortaya doğru genişler ve sütun başlıkları ise sade ve süslemesizdir. Sütun başlıkları iki kısımdan oluşur ve birbirine “arşitrav” denilen taş bloklarla bağlanmıştır. Dor düzeni, Yunan ana karasında ve birçok Yunan kolonisinin bulunduğu İtalyan yarımadasındaki yerlerde daha sık görülmektedir. Atina’daki Parthenon, Sicilya’daki Concordia ve Anadolu’da ise Assos’taki Athena Tapınağı bu nizamın en özgün örnekleri arasındadır.  

Parthenon

Parthenon , Antik Yunan’dan günümüze kalan yapılar arasında en iyi bilinenidir ve Yunan mimarisinin en büyük eseri olarak kabul edilir. Dış cephesinde kullanılan heykeltıraşlığın Yunan sanatının en yüksek noktası olduğu düşünülür. Parthenon, Antik Yunan’ın ve Atina demokrasisinin sembolüdür.  

Antik Yunan Concordia Tapınağı

Concordia tapınağı, Sicilya’daki en büyük ve en iyi korunmuş Dor tapınağıdır ve genel olarak en iyi korunmuş Yunan tapınaklarından biridir.

Athena Tapınağı

Çanakkale’nin Ayvacık ilçesi yakınlarındaki Behramkale köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Assos Antik Kentinin en yüksek noktasında bulunan Athena Tapınağı, günümüzde hala bulunmaktadır.  

İyon Düzeni

İyon düzeninin kökenleri MÖ 6. yüzyılın ortalarına kadar dayanmaktadır. İyonik düzende ince el işçiliğiyle zengince süslenmiş ve oyulmuş kolonlar ön plandadır.

İyon düzeninin görünüşü, Dor düzeninin görünüşünden daha hafiftir. Sütunları daha dar, daha uzun ve daha hafiftir. Dekorasyon yönüyle Dor düzeninden, zarifliğiyle ayırt edilebilir. İyon düzeninde tapınaklar basamaklı bir zemin üzerine inşa edilmiştir. Sütun başlığı da ortadan başlayıp, yanlara doğru çıkarak içe kıvrılan helezon arasına yumurta dizisi denilen bir süs dizisinin yerleşmesiyle oluşmuştur. Yunan adalarında çok popüler olan bir mimari stildir. Sisam Adası’ndaki Hera Tapınağı, İzmir’deki Artemis Tapınağı, Didim’deki Apollon Tapınağı, Manisa’daki Sardes Antik Kenti; İyon düzeninin en ünlü örneklerindendir.  

Hera Tapınağı
Artemis Tapınağı
Apollon Tapınağı
Sardes Antik Kenti

Korint Düzen

Korint düzeni, sütun başlarının akantus yapraklarıyla süslendiği ve sütunların bir kaide üzerine oturtulduğu, klasik mimarideki üç düzenden biridir. Dor ve İyon düzenlerinden daha sonra muhtemelen MÖ 5. yüzyılda Atina’da ortaya çıkmıştır. Adını Antik Yunan şehri Korint’ten almıştır. 

Korint Düzen’i Atina’lı mimar Kallimakhos yaratmıştır. Mimar bu düzeni, İyon düzeninden ilham alarak türetmiştir. İyon düzeniyle hemen hemen aynıdır. Aralarındaki tek fark sütun başlıklarıdır. Sütun başlıklarında çiçek motifleri, bitkisel değişik motifler görülmektedir. Muğla’daki Hekate Tapınağı bu düzenin en önemli örneklerinden biridir.  

Hekate Tapınağı

Antik Yunan Mimarisi Yapıları

Tapınaklar

Tapınaklar, tanrının evi olarak görülmektedir. Antik Yunanlılar, farklı stillerle yaptıkları tapınaklarıyla ön plana çıkmıştır. Yunan tapınaklarının kentin yüksek tepelerine yapılması, özgünlüğünün sembolüdür. Kentler, yüksek tepelerde yer alan tapınakların etrafında gelişmiş ve büyümüştür. İlk Yunan tapınaklarının birçoğu ahşap veya kerpiçten inşa edildiğinden ötürü günümüze kadar gelmeyi başaramamıştır fakat daha sonraki zamanlarda yapılan tapınakların inşasında kireç taşı, mermer gibi maddeler kullanılmaya başlanmıştır ve bu özellik de yapıların kalıcılığını arttırmıştır. Yunan tapınakları yapısal olarak kutsal tanrı heykellerinin önünde bulunan giriş bölümü ve dış kısımda bulunan sütunlardan oluşmaktadır.  

Antik Yunan Mimarisi tapınaklarının çoğu dikdörtgen şeklindedir ve genişliğinin yaklaşık iki katı uzunluğundadır, ancak genişliğinin yaklaşık iki katı olan devasa Olympian Zeus Tapınağı, Atina gibi bazı önemli istisnalar da bulunmaktadır. Farklı planlarda inşa edilmiş tapınaklar bulunmaktadır.Tapınaklar, genellikle zemin planlarına ve sütunların düzenlenme şekline göre kategorize edilmiştir. Prostyle tapınağı, yalnızca önde sütunları olan bir tapınaktır. Amfiprostil tapınak, önde ve arkada sütunlara sahip olan tapınak çeşididir. Peripteral düzenlemeye sahip olan tapınak, bina dışının her tarafına yerleştirilmiş tek bir sütun satırına sahiptir. Dipteral tapınaklarda basitçe yapıyı çevreleyen çift sıra sütun vardır. 

Tiyatrolar

Dünya kültürüne bir başka ayırt edici Yunan katkısı da amfitiyatrolardır. Tiyatroların en eski kesin arkeolojik kanıtı, MÖ 6. yüzyılın sonlarına aittir. Antik Yunan döneminde Yunanlılar, her Yunan kasabasına bir açık hava tiyatrosu inşa etmeye özen göstermişlerdir. Bu yapılar, hem halka açık toplantılar hem de çeşitli performanslar için kullanılmıştır. Tiyatrolar genellikle şehrin dışına, bir yamaç üzerine inşa edilmeye çalışılmıştır. Tiyatrolar yarı dairesel olacak şekilde inşa edilmiştir. Orta performans alanı olan orkestra etrafında yarım daire şeklinde oturma sıraları vardır. Orkestranın arkasında  mağaza odası, giyinme odası ve orkestrada gerçekleşen eylemin zeminini oluşturan alçak bir bina bulunmaktadır. 

Bodrum Antik Tiyatrosu

Yunan tiyatrolarının en ünlü olanlarından biri, Atina akropolünün güney yamacında bulunan ve Sophocles, Euripedes, Aeschylus ve Aristophanes’in büyük oyunlarının ilk kez sergilendiği Dionysos Eleutherius tiyatrosudur. En büyüklerinden biri ise 20.000 seyirci kapasiteli Argos tiyatrosu ve en iyi korunanlardan biri de her yaz büyük dramatik performanslara ev sahipliği yapmaya devam eden Epidaurus tiyatrosudur.  

Dionysos Eletherius Tiyatrosu
Epidaurus Tiyatrosu
Efes Büyük Tiyatrosu
Bergama Tiyatrosu

Antik Yunan Şehirleri

Antik Yunan şehirlerinde, ülkemizde kullanılan terimlerden farklı olarak adlandırılan bazı terimler vardır. Birincisi “yukarıdaki şehir” anlamına gelen Akropolis terimidir. O zamanlar şehrin önemli insanları Akropollerde yaşamaktaydı; tiyatrolar, kamu binaları gibi  yapılar Akropollerde bulunmaktaydı. Halkın alışveriş yaptıkları pazar yerleri “Agora” olarak adlandırılmıştı, mezarlara ise “Nekropolis”denmekteydi. 

Pompei Şehir Planı

Yunan şehirlerinde kamu binaları zarif bir şekilde inşa edilmeye özen gösterilmiştir. Mimari olarak birbirleriyle ilişkilendirilecek şekilde konumlandırılmıştır. Yunan stadyumları, kutsal oyunların bir parçası olarak düzenlenen ayak yarışlarının yeri olmuştur; Olympia ve Epidauros’taki Panhelenik tapınaklarda olduğu gibi, bu yapılar genellikle kutsal alanlar bağlamında bulunmaktadır. Uzun ve dar, at nalı şeklinde olan stadyumlar oldukça düz bir araziyi işgal etmektedir.

Diğer yazılarımıza buradan ulaşabilirsiniz.

Bizimle iletişime geçin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir