Odunpazarı Modern Müzesi

İçindekiler

7 Eylül 2019’da açılışı yapılan Odunpazarı Modern Müzesi, dünyaca ünlü mimarlık ofisi Kengo Kuma and Associates imzasını taşıyor. Dünyanın pek çok yerinde projeleri ile adından bahsettiren mimarlık ofisi, minimum beton kullanımı ve ahşap, taş, kağıt, gibi doğal malzemelere ağırlık vererek doğa ile mimariyi buluşturuyor.

Odunpazarı Modern Müzesi; Odunpazarı sivil mimarisi, Osmanlı kubbe mimarisi ve geleneksel Japon mimarisindeki ögelerden alınan referanslarla tasarlanan çağdaş bir sanat alanı. Türkiye’den ve dünyadan sanatçıların modern ve çağdaş eserlerinin evrensel bir bakış açısı ile sergileneceği, kültürlerarası diyaloğu teşvik eden, sürekli yenilenen ve yenileyen bir platform olarak Eskişehir’e kazandırılmıştır. OMM, sanatın metropollerden çıkıp kültürel dokusu ile fark yaratan şehirlere yeni bir soluk getireceğine ve böylece daha fazla izleyiciye ulaşacağına inanıyor.

Odunpazarı Modern Müzesi ve Yapısı

Odunpazarı’nın tarihi dokusuna gönderme yapan ahşap yapı sistemi ve etkileyici mimarisi ile gündüz olduğu kadar gece de semte hayat verecek müze binasının bu bölgenin sembolü ve aynı zamanda kamusal bir toplanma merkezi olması beklenmektedir.

OMM, gün ışığını içeri alarak üç kata yayılan sergiyi ve ziyaretçilerin kullanımına açık ortak alanları ile muazzam bir müze deneyimi yaşatmayı amaçlamaktadır. Geniş giriş katıyla bölgenin tarihi dokusunu bizlere yansıtırken, üst katlara doğru daralan tasarımıyla aynı zamanda sanatsever ziyaretçileri mimari bir yolculuğa çıkarıyor.

Yaklaşık 4500m² alana sahip olan OMM’da, sergileme alanları, çeşitli etkinlik mekanları, atölyeler, kafe ve müze dükkanı yer almaktadır.

Kengo Kuma

Kengo Kuma 2009 öncesinde İstanbul Küçükçekmece Kentsel Dönüşüm Projesi yarışmasına bir öneriyle katıldı. İstanbul’un ilgi çekici bir peyzaja sahip olduğunu belirterek önerisinde doğa ve mimarlığı bütünleştirmek istedi. Nisan 2016’da ise Polimeks tarafından Eskişehir’in Odunpazarı ilçesinde yapılması planlanan Odunpazarı Modern Müze için Türkiye’ye davet edilmiştir. Ekim 2016’da yatırımcı firma kendisiyle anlaşmaya vardı. Osmanlı mimarisinin de etkisinde olacak olan yapı ağırlıklı olarak ahşap bir görünümde planlandı ve 2018 yılı içinde açılışı gerçekleşti. Müze, Eylül 2019’da açıldı ve yıl içinde Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülü’ne layık görüldü.

Yorum ve Görüşler

Kengo Kuma: ” Eskişehir yumuşak dokulu ve insani bir şehir.”

Kengo Kuma, İstanbul’un beton ve kiremitten oluşan bir şehir olmasına karşın Eskişehir’in daha yumuşak bir dokusu olduğunu ilk ziyaretinden itibaren kendisine çok sıcak geldiğini ve Japonya ile benzerlikler bulduğunu söyledi.

Ikeguchi: “Yaşayan Bir Bina”

Müzenin mimalarından olan Yuki Ikeguchi de, müzenin her bir parçasının kullanılmasını, farklı işlevlere cevap vermesini ve diyaloğa açık olmasını önemsediklerini gelinen noktada da bunu başardıklarını söyledi. Müzenin merkezindeki atriyumda ise ışığın kullanımı, içeri sızması konusunda istediklerini etkiyi elde ettiklerini belirtti. Atriyumdan içeri sızan ışığın mevsime ve gece-gündüz farkına bağlı olarak değişeceğini müzeyi “yaşayan bir bina” haline getireceğini söyledi.

Tabanca: “Her star mimar binası Bilbao etkisi yaratmıyor”

Polimeks Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erol Tabanca’ya mimar seçimi konusunda yöneltilen soru üzerine müze fikri oluştuktan sonra en doğrusu nedir diye kendilerine sorduklarını, Kengo Kuma ile tanıştıktan sonra projeye farklı bir katkısı olacağını düşündüklerini belirtti. Her star mimar projesinin de “Bilbao Etkisi” yaratmadığını sözlerine ekleyen Tabanca, müze ile ilgili “Bir Eskişehir, Türkiye değil Dünya projesi” olduğuna dair yorumlar aldığına da sözlerinin devamında belirtti.