İçindekiler

Romanesk sanat, İngiltere’de “Norman üslubu”, Avrupa’da “Roman üslubu” olarak adlandırılan bir sanat akımıdır. “Roman sanatı” olarak da bilinir. Romanesk, Roma İmparatorluğu’nun çöküşünden sonra Avrupa’nın siyasi istikrara kavuştuğu 10. yüzyılda RomaKarolenjOttalar Dönemiyle Bizans ve yerel Germen sanatlarının sentezi olarak ortaya çıkmıştır. İngiltere’de, Romanesk mimarisi tipik olarak M.S. 1066’da Hastings Savaşı’ndan sonra İngiltere’yi işgal eden ve fetheden Normanlarla başlamıştır. 12. yüzyıla girmeden önemini yitirerek yerini gotik sanata bırakmıştır.

Romanesk Sanatının Özellikleri

Romanesk sanat kullanılan yapılar, “kaba yapılar” olarak biliniyor. Bu yapılar tamamen taş tavan ve duvarlardan oluşuyordu. Ağır tavan ağırlığını taş duvarlar taşıyordu. Bu sebeple o yıllarda yapılan manastır ve kiliselerin duvarları ve kirişleri çok kalın, pencereleri küçüktü. Bu tür taş yapılardaki güvenlik sorununu çözmek için tavanların farklı malzemelerle örtülmesi mimarları en fazla düşündüren sorundu.

Görkemli taş kilise ve manastırların tavanlarını uygun bir taşla örtme fikri geliştirildi. Bazilikalardaki ahşap tavanlar görkemli değildi ve kolay yanabilirdi. Erken dönem manastırlardaki ahşap kirişli çatılara Romanesk akımında rastlanabiliyordu. Böylesine görkemli ve geniş yapıların tavanlarını “tonoz” adı verilen malzemeyle kaplama yöntemi kullanılmaya başlandı.

Tonoz da oldukça ağır malzemelerden oluşuyordu. Bu sebeple tonoz ağırlığını kaldırabilecek köprü şeklinde kemerler kullanılmaya başlandı. Tonoz ve kemerleri taşıyan ayaklar da ağırlığı taşıyamıyordu. Ayaklara destek vermek amacıyla kullanılan kemerler “kaburga” adı verilen malzemelerle güçlendirildi; bu şekilde ortaya çıkan boşluklar da daha hafif malzemelerle dolduruldu. Bu sebeple Roma yapılarındaki yarım daire şeklindeki kemerler, Romanesk mimarinin en belirgin özelliklerinden biri olarak gösteriliyor. Bunun yanında kademeli kemerler içinde büyük giriş kapıları inşa ediliyordu. Bizans kubbeleri yerine çan kuleleri dikiliyordu, kilise planlarında ”Latin Haçı” şekli kullanılıyordu. Ayrıca kiliselerde dekorasyon ve destek amacıyla kullanılan figürlü sütunlar dini yapılarda sanat ve mimarinin bütünleşmesine olanak sağlıyordu.

Speyer Katedrali 1106 Almanya

Romanesk Sanatı Hakkında Bilgiler

“Romanesk”, “Roman soyundan” anlamına gelir. Bu ifade, feodal dönem boyunca hiç kullanılmamıştır. Ortaçağ’dan sonraki zamanlar da dahil ; 18. ve 19. yüzyıllara kadar bu kelimeye herhangi bir kaynakta rastlanmamaktadır. Tarihte “Romanesk” terimi, Roma’nın yıkılmasından sonra kullanılmaya başlanmıştır. Mimarlık anlamında ilk kullanan kişi ise arkeolog Charles de Gerville’dir. Bunu, 18 Aralık 1818’de Auguste Le Prévost’e yazdığı Roma mimarisi ile ilgili bir mektupta kullanılmıştır.

19. yüzyılda bazı dini ve özel yapılarda kullanılan Romanesk mimarisinin karakteristik çizgileri aslında Romanesk taklididir. Bu tür mimarilere “Romanesk Revival” veya “Romanesk Canlanışı” adı veriliyor. Romaneskin taklidi ile ilgili şöyle bir yorum yapılıyor ”1860 yılına ait kemerli bir kapı görürseniz Romanesk’tir”.

Romanesk mimari, Avrupa’ya hakim olan belirgin bir tasarım tarzı değildir. Romanesk, daha çok yapı tekniklerinin kademeli bir gelişimini anlatır.

1150’ li yıllardan sonra da Romanesk sanat etkileri yerini gotik üsluba bırakmıştır. Gotik sanat içeren yapılarda Romanesk sanatın da etkileri görülebilmektedir. Ama bunları birbirinden ayıran en önemli özellik, boşlukların heykel gibi algılandığı mekan düzenlemeleridir.

romanesk
Tournai Kathedrali / Our Lady Katedrali 1146 Tournai/Belçika

Romanesk Sanat Kullanılan Yapılar

  • Tournai Katedrali (Belçika) Morienval Manastırı (Fransa)
  • Murbach Benediktin Kilisesi (Fransa) Ottmarsheim Manastırı (Fransa)
  • Saint Trophime Kilisesi (Fransa) San Vicente Basilikası (İspanya)
  • Speyer Katedrali (Almanya) Kaiserpfalz İmparatorluk Sarayı (Almanya)
  • Saint Michael Kilisesi (Almanya) Maria Laach Abbey Katedrali (Almanya)
  • Saint Galle Manastırı (İsviçre) Tum Collegiate Kilisesi (Polonya)
  • Saint Peter Bazilikası (Roma) Lessay Manastırı (Fransa)
  • Pisa Kulesi (İtalya) Santa Maria Kilisesi (İspanya)
  • Durham Katedrali (İngiltere) Worms Katedrali (Almanya)
  • Saint Foy Abbey Kilisesi (Fransa) Benedictine Manastırı (Avusturya)
  • San Giovanni Bazilikası (Roma) Azizler Peter ve Paul Kilisesi (Bulgaristan)
  • Angoulême Katedrali Çan Kulesi (Fransa) Aziz Meryem Kilisesi (Hırvatistan)
  • Saint Gall Manastırı (İsviçre) Saint Longin Kilisesi (Çek Cumhuriyeti)
  • Autun Katedrali (Fransa) Papa James Kilisesi (Macaristan)

Romanesk Sanatı Önemli Sanatçıları

Andrija Buvina, çalışmaları Romanesk dönemle yakından ilgili olan 13. yüzyılın ortalarından bir Hırvat ahşap oymacısı , heykeltıraş ve ressamdır. Split’teki Aziz Dumas Katedrali’nin ahşap kapılarındaki çalışmaları, Hırvatistan’daki Romanesk heykelin en önemli örneğidir ve 1214 civarında yapılmıştır. Ve bu Avrupa Romanesk sanatının en önemli anıtlarından biri olarak kabul edilirler. 

Biduino veya Biduinus  Romanesk döneminden bir İtalyan heykeltıraş ve mimardı, Pisa ve Lucca çevresinde aktifti. Adı, Lugano yakınlarındaki Val, Bidogno’da doğmuş olmasına atfedilir. 

Bu yazımızı incelemeye ne dersiniz?

11 thoughts on “Romanesk Sanat

  1. Geri bildirim: Gotik Mimari - Arch101
  2. Geri bildirim: Pisa Kulesi - Arch101
  3. Geri bildirim: Aziz Vitus Katedrali

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir